![]() |
Hurşut Atamayır |
derken, memleket seçim sath-ı mailine girdi. "seninle ne alakası var" diyen gençler olabilir, "politika bizim işimiz" cevabını veririm: TİP'in kurucularındanım. sonra Zincirbozan'da Süleyman'la birlikte yattık (kırk yıllık arkadaşıma tabii ki ismiyle hitap ediyorum), Turgut'la (cevval bir çocuktu ama futboldan pek anlamazdı) ANAP'ı kurduk, rahmetli Bülent'in (London School Of Oriental and African Studies'den arkadaşımdır, Sanskritçeyi birlikte öğrendik) başbakanlığı döneminde Spor-Toto Teşkilatı'nda naçizane görev aldık. nitekim onun ölümünden sonra bırakmıştım politikayı.
heyhat, Sinop'taki Beyoğlu'na dair yazdığım yazıyı okuyan Sinoplular sağ olsunlar, tutturdular "Gel başımıza geç" diye. bütün partilerden teklifler aldım, hepsi "takımı da sana emanet edeceğiz, hedef önce 3. lig, 5 yıl içinde de Avrupa Şampiyonluğu" diyor... doğrusu, kafam epey karıştı ama sonuçta anladım ki, İletişimspor'a yazmak benim artık hayattaki tek işimdir. buradaki hürriyeti bana hiçbir mevki, makam veremez. "hayır" dedim. "ben", dedim, "alışmışım artık ağzıma geleni korkmadan yazmaya, söylemeye". yine de tabii seçim sonuna kadar oradaydım, malum seçimlerde şaibe iddiaları almış yürümüş durumda. velhasıl, 326. sayımın sonunda belediyeyi kazanan belli olunca yazılarıma dönmeye karar verdim, fakat ne göreyim?
"ne gördün" diyenlere, "sözümü kesme de dinle, benim gördüğümü sen görmüyor musun" diyorum. bir topçuya vefa adı altında şaibenin, skandalın tillahı İletişimspor'a sızmış!!!
ağzıma geleni yazarım, korkmam: eyyyy federasyon, eyyyy genç hükümet, sen kimsin ki sahaya adımını atmamış bir topçuyu haftanın yıldızı diye seçiyorsun?
Kerem Ü. tamam iyi topçudur, İletişimspor forması altında cansiperane mücadele ederken sakatlanmıştır ama kardeşim yaparsın bir tören, verirsin eline plaketini, edersin teşekkürünü. yazık değil mi, maçta formasını ıslatan Angaralı Kıvanç'a, sakat sakat maça çıkan Suat efendiye, topu mükemmelen şişiren Müçübey'e?
eyyyy yönetim, sen milletin oyunu nasıl manipüle edersin? madem öyle, sakatlanıp takıma veda eden Kır Saçlı Prens Erdoğan beyi neden maçın yıldızı olarak seçmediniz şimdiye kadar? onun günahı neydi? adının Fatmagül olmaması mı? kendisi için Abbas Balaban gibi lobi faaliyeti yapacak birinin olmayışı mı?
yönetime açıkça sesleniyorum: biz yıllarımızı basın emekçiliğine, siyaset hamallığına vermişiz. İletişimspor futbolunu da sizin gibi yeni yetmelere bırakacak değiliz, hiçççç kusura bakmayın...
23 yorum:
Oh allahım sana bin şükür yarabbii
Bu da ordu cemaat ekseninde çıktı ulan hiç mi domokrat yok memlekette?
Sessiz çoğunluğun güçlü sesi Hurşut abi!!!
bu adam gerçeklerin şövalyesi... bravo bravo bravo...
vur vur inlesin hükümet dinlesin
TİP diyor, Demirel diyor, Özal diyor, Ecevit diyor... kafa beyin yanmış bu amcada. köşene çekil de artık demokrasi gelsin İletişimspor'a da. darbecisiniz!
miriam hanım, yabancı mısınız? hello, raki, şiş kepap, dansing?
yaa baba sen İslamköy kahvesinde beklesen de gelirse Demirel'le muhabbete yeltensen(yaşın tutmuyo diye Güniz sokak'a sokmaz seni...) daha iyi olmaz mı... Biz de rahat ederiz...
Zaten bu işten anlasan G.Osmanpaşa'yı yakmazdın... bu hafta da yenilmişler... gitti gidiyor... yazık...
çok güzel yazı...hemen face de paylaşıyorum..
Hocam döndün yine patladı buralar. Allahıma bu yönetimi dinamitle patlatmak istiyorum, hele o kıvırcık olanını, böyle ibnesel mekanizma görmedim.
ümit hocaefendinin bedduaları işe yaramadı, hükümet dimdik ayakta birileri kalkmış hala "iletişimspor'u bırakmayız" zırvalamalarında. bunlara artık kargalar bile gülüyor hahaha
semih bey, semih bey, ağzınızı toplayın yoksa hükümet sevdalısı gençler dişlerinizi elinize veriverir
yalvaç efendi, yaşı aşanları köy kahvesine gönderme devri başlayacaksa takımdan tasfiye olacak çok insan çıkar. lafınızı bilin de konuşun.
Makara efendi sen hakketen boş konuşuyorsun... Fitbolda yaşia değil, performansa,kazandığı puana bakılır.... göndermek için... git snayderi drogbayı gönder bakalım... ha tabii sizin mahalle takımında olur... abi top benim oynatmıyorum diyorsan... sana da o yakışır... yazık mahalle çocuklarına...
Yav kardeşim nasıl bir alem burası yahu! Hurşut yazıyo, Yalvaç diye biri tepki koyuyo, hurşut'u korumaya pesayan kolları sıvıyo, Yalvaç'ı korumaya Halberg lafa giriyo, arada boşluklarda da bahattin diye biri kikirdeyenlere değdirip kaçıyo.
Merdivenden inerken Canbey'in koluna kısa kısa iki defa dokunan, bilahare gözlerini devirerek ıslıkla Love Story'i çalan Kıvançbey, hareketinin manasını NSA bile çözdü: Hüsnübey'i sevmiyorum, hem de hiç sevmiyorum, devirelim, demek istediğini halıcının torunu anladı. Numaralarını Eminönü'nden kalkan vapurun yolcusu okuyabiliyor. Açıktasın! Dolapların meydanda. Kaybedeceksin!
quataxmi, uzay üssü alfadan yazıyorsun herhalde. seçilmiş hükümet zaten görevinin başında kim, neyi devirecek hahaha
bu yabancı isimli arkadaşların etkileyici türkçe konuşmaları çok takdir edilesi. bunlar hep bu genç hükümet zamanında oldu işte. var olsun Turan, yaşasın kızıl elma...
pilav üstü işkembeden yazıyo bunlar nagiş hanım. inlerinde daral geldi, nefes almaya çıktıkça enselenecekler.
hazımcım, eve gelirken şöyle 75-80 kaliforniya rolls suşisi getirsene. öptüm
Suşide boğulacaksınız, gözleriniz badem gibi olacak (ama bademin yarısı). Kaliforniya'nın elması meşhurdur, fakat kızıl değildir. Bizi takdir etmek size kalmamış. Bugün kendini görev başında sanabilirsin, yarının yok. Sığınacak in bile bulamayacaksın. Kıçın açıkta kalacak, rüyanda kar göreceksin. Devrileceksiniz.
Buralarda millet böyle ağzına geleni yazacaksa hükümetin kapatması lazım siteyi.
Yorum Gönder