![]() |
Abbas Balaban |
Sezar beyin çizgiye atacağı deparları, Müçü beyin onun karşısına kuracağı geniş çeperli barikatları, Hüsnü Paşa'nın sol koluna sarılmasını, Fırat beyin muazzam şutlarını, Suat beyin İtalyan çamurunu, İnanç beyin boş koşularını, Bahadır beyin iki çalıp atıp önünü açışını, Erkan beyin topla aşk ve nefret ilişkisini, Kıvanç beyin röveşata için kuleden izin istemelerini başka nerede izleyebiliriz?
Müthiş bir sezonu geride bıraktık. Sezar beyle Fırat bey arasındaki şampiyonluk mücadelesini bence hak eden kazandı. Hamsi'nin iyisinden anlayan, iyi meze nerede yenir bilen Sezar bey, elbette bu tecrübesiyle sucuklu tostçu Fırat beyin bir gömlek üstünde yer alıyordu, maç eksiğine rağmen sezonu da en üst sırada tamamladı.
Lakin genç ve cesur yönetimin teknik direktörlük uygulamasıyla, bizler için de yeni bir yazı alanı ortaya çıkmış oldu. Bu sene tekrar yazmaya başlamamın bir sebebi de bu. Yıllarca Racır LÖmer gibi hocalarla uğraştıktan sonra şimdi her hafta karşımızda yepyeni, orijinal fikirleri, disiplin manevraları, usta taktikleriyle farklı farklı teknik direktörler bulacağız. Elbette gözüm üstlerinde, kalemim kâğıtta olacak. İyilerini, kötülerini, ne görüyorsak yazacağız.
Bu sezon alt yapıdan iki bomba gibi genç, Şiar ve Resul beyler ana kadroya dahil edildiler. Her ikisi de kanımca ümit vaat eden gençler. Resul bey iyi niyetiyle, Şiar bey daha ziyade bitiriciliğiyle, bu sezon çok can yakacak, devamlılık sağlayabilirlerse, buradan iddia ediyorum, şampiyonluğa oynayacaklardır.
Öte yandan Ü.K. beyin bu sezon bir sürpriz yapıp futbola dönmesi de en büyük dileğimiz, rüyamız.
Sözün özü, sürprizler ve mutluluklarla dolu bir futbol sezonu diliyorum.
Haydi rasgele!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder