- maç öncesi takımın bir bölümünü sahaya götüren Hüsnü A.'nın arabasının tamamen rakip oyuncularla dolu olması ona kaderin oynadığı bir oyundu adeta. üstelik bu oyun, maç sonunda arabasına aldığı ekibin tamamının yine rakip takımdan olmasıyla devam etti. her şeye rağmen Hüsnü A. vakur duruşunu korumayı bildi.
- langırt turnuvası maçları yoğun ilgiyle sürerken Hamit B. ve Erdoğan Ö.'nün maçın başlamasına az bir süre kala sahaya intikalleri, bu isimlerin eşlerinin turnuva maçı yapamamasına yol açtı. Hamit B. ve Erdoğan Ö.'nün bu sorumsuz davranışları tepki çekti.
- kendisini strese soktuğu için sitemiz yazarı Abbas Balaban'ın yazılarını takip etmediğini belirten usta teknik adam LÖmer'in "Ona cevaplar hazırladım, bekleyin görün" açıklaması kurt hocanın medyayla arasında savaş başlayacağının bir işareti sanki.
tek seçici: Racır LÖmer
Önlüksüzler: Doğan Ç. (***), Müçteba A. (*), Hüsnü A. (**), Ümit K. (**), Sami A. (**), Erdoğan Ö. (***), Hamit B. (**), Kerem L. (**)
Önlüklüler: Can B. (**), Kıvanç K. (**), Ozan A. (**), Gemal G. (*), LÖmer (*), Suat A. (***), Bahadır A. (**), Atilla L. (**)
maçın özeti:
çok ufak değişikliklerle önceki haftanın aynısı şeklinde kurulan takımlar, önceki haftaki gibi denk kuvvetler olduklarını gösterdiler. Önlüklülerin teknik üstünlüğüne mücadeleci futbol anlayışıyla cevap veren Önlüksüzler oyunu dengede tutmayı başardıkları gibi bir ara öne de geçtiler. bitime 18 dakika kala Kıvanç K.'nın golüyle beraberliği yakalayan Önlüklüler o saatten sonra biraz daha defansif bir anlayış benimseyerek gol yememeyi, kontraataklarla sonuca gitmeyi düşündü. Yakaladıkları kimi fırsatları değerlendiremeyen Önlüklüler gibi Önlüksüzlerin gol çabaları da sonucu değiştirmeyince, İletişimspor tarihinde ender görülecek şekilde, maç sonunda skor tabelası iki hafta üst üste beraberliği göstermiş oldu.
karne:
Doğan Ç.: Günündeydi. Yaptığı kritik kurtarışlarla dikkat çekse de yediği iki golde hatası vardı. E, olsun yine de ilerleme var.
Müçteba A.: maçtan önce ilk defa langırt oynayarak müsabakaya hazırlanmaya çalıştı. bununla yetinmedi, gidip başka takımların maçını da büyük bir dikkatle seyretti. ama tabii maçtan önce futbolla bu kadar ilgilenince maçta sıkıldı.
Hüsnü A.: maçın başlamasından önce saha kenarında bulduğu bir sandalyeyi ceza sahası civarına getirip, oturan Hüsnü A.'nın tam olarak ne mesajı vermeye çalıştığı anlaşılamadı: "ben oturarak bile oynarım bu futbolu" mu demek istiyordu, yoksa "bizden geçti artık oturmadan oynayamıyorum" mu?
Ümit K.: göz doktoruna gitmiş, gözlükleri yenilemiş. ne var ki maçta gözlüksüz oynuyor. takım arkadaşlarının vakti zamanında maç gözlüğü kullanan Edgar Davids'le irtibata geçmesi için yoğun baskı yaptıkları gözlemlendi.
Sami A.: Doğan Ç.'nin görüşüne göre savunmada rakip forvetlere adım attırmadı. tabii Doğan Ç.'nin de gözlük kullanan bir oyuncu olduğu unutulmasın.
Erdoğan Ö.: sağ gösterip sola pas atan, bunu yaparken yer yer oynadığı takımı karıştıran bir oyuncu olmasına rağmen orta sahada iyiydi.
Hamit B.: arkadaşlarına yönelttiği "bas bas" yakarışları usta savunma oyuncusunun takımını geriden organize etme isteğinin bir yansıması adeta.
Kerem L.: takımın yaş ortalamasını düşüren isimlerden olması hasebiyle koşu görevlerinin tamamını üstlendi, elinden geleni yaptı.
Can B.: dişçilerde heba ettiği gençliğinin izini sürmeye devam ediyor. ameliyatlı ağzıyla maça gelmesi, çıkık kolla UEFA Kupası final maçına devam eden Bülent Korkmaz misali bir fedakarlık örneğiydi.
Kıvanç K.: iki haftadır golcülük görevindense asist yapar niteliklerini ön plana çıkarıyor. maçın sonuna doğru tamamen savunmaya yardıma gelip etkili müdahalelerde de bulundu.
Ozan A.: ceza sahasına ortalanan topa kaleci gibi çıkıp, kendini bilmezce yaptırdığı penaltı "ne de olsa babası rakip takımda, çocuk evi de düşünüyor" yorumlarına yol açsa da o da elinden geleni yapan isimlerdendi.
Gemal G.: maçın başında yaşadığı duygusal tramvayı maç sonuna kadar üzerinden atamadı. ilk yarıdaki girişken oyununa rağmen, ikinci yarıda sahada yok gibiydi.
LÖmer: savunmada alıştığımız futbolunun uzağındaydı. her şeye rağmen, maç kaybetmediği haftaların sayısı artmaya devam ediyor (son mağlubiyet 10 Mart).
Suat A.: takımını derleyip toparlayan isimlerdendi. ileri çıktığında yanında pas verecek arkadaş görünce pas yapmak zorunda kalması şut çekmeye meyilli ruhi dengesini biraz bozdu.
Bahadır A.: istediği hareketleri yapamayınca asabileşen bu gencimiz gününde olduğunda takımının en etkili silahı olabilecek kapasiteye sahip. fakat topla vedalaşma konusunda sıkıntı yaşıyor.
Atilla L.: o ne ayağa hakimiyet, o ne top kontrolü becerisi, hey yavrum hey. üst düzey bir oyuncuda aranacak bütün özellikler bu oyuncuda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder