![]() |
Hurşut Atamayır |
misal taksiye bindiniz (ki taksicilerden hiç hoşlanmam), "çek bakalım Gümüşsuyu'na" dediniz. hafifçe daldınız, o da ne? Yeniköy ile karşı karşıya, kuzeyinde Beykoz, güneyinde İncirköy mahalleleri olan, Beykoz ilçesine bağlı bir semte geldiniz. ne diyeceksiniz taksiciye? ben cevaplayayım, hiçbir şey. çünkü al sana Gümüşsuyu işte!
misal taksiye bindiniz (ki taksicilerden hiç hoşlanmam, demiştim), "çek bakalım Gümüşsuyu'na" dediniz. hafifçe daldınız, o da ne? Sinop'un Erfelek ilçesine bağlı bir köye geldiniz, ki Sinop'a 32, Erfelek'e 13 km uzaklıktadır. ne diyeceksiniz taksiciye? ben cevaplayayım, hiçbir şey. çünkü al sana Gümüşsuyu işte!
bunları geçen Beyoğlu'ndaki Gümüşsuyu'nda ufak bir tur attığım için yazmıyorum. bunları, bizim yiğitler motivatör Kemal, diskocu Resul ve abisi Fırat, Kadir Ab'bey, Hüsnü Paşa ve mahdumu Bahadır efendi, bir de onca sakatlık yaşanınca kadroda kendine yer bulmuş Memet için yazıyorum. neden? zira bunlara "iyi oynadınız mı?" diye sorsanız, ağız birliğiyle "tabiiii" diyecekler, "3-0'dan 3-3'e getirdik, şanssızlık oldu". halbuki öyle mi? neredeeeee...
azim mi vardı, hırs mı vardı, istek mi vardı, arzu mu vardı? yoktu, yoktu, yoktu, yoktu... bilhassa durumu 3-3'e getirdikten sonra hepimiz hafifçe umutlanmıştık. heyhat, taksiciye "Gümüşsuyu'na" deyip Beyoğlu'na gittiğini sanırken kendini Sinop'ta bulan adam misaliydi hepsi. sonuç da ortada zaten. galibiyet kutlaması yerine hüzün, Beyoğlu yerine Sinop!
bitirirken daha da sert konuşayım, lafımı hiç sakınmadım. Amerika'da da bir Gümüşsuyu olduğunu hiç sanmıyorum ama içtikleri "ateş suyu"nun(!) etkisiyle bizi de kendileri gibi karanlık dünyaların oyuncağı sanan Balaban Abbas gibilerin birilerine yaranmak için yazdıkları yazıların nereden sipariş edildiğini çok iyi biliyorum...
11 yorum:
medya havuzunu geçtin be Hurşut bey... insan bu kadar mı tarafgir olur...
"Hurşut züğürtledikçe eski defterleri karıştırır"mış...
Sinop çok güzel bir ilimizdir. Beyoğlu yerine gidilince insan eksiklik hissetmez. Amerika'da Silver Creek vardır. Eğer Hüsnübey pasifize edilmiş olmasaydı, biri durmadan meyhane meyhane dolaşan, öbürü, bu kadarcık amacı bile olmaksızın taksilerde dolaşan işe yaramaz iki şahıs yerine aklı başında insanlara yazdırırdı. Genç ikilinin yandaş yazarları işte... Kim yazdırıyormuş Abbas Bey'e? Binde bir alâkamız yoktur.
Hurşut bey galiba eve döneyim derken Bursa'daki tophaneye gitmiş, yazısını anca cumartesi gönderdiğine göre...
Rakibin klas ayakları vardı müçü gibi sezar gibi yoksa koyacağımız kesindi hurşut abi haftaya işalla
Nagiş hanıma bakmıştım?
Silver Creek Pensilvanya'ya iki bilemedin üç saat. Taksiyle dört saat. Dikkat!
Kaleci vardı bir de, Silvır Vat Erman değil miydi?
Silver Creek tâ öbür tarafta, Seattle Ereğlisi'ne bağlıdır. İsmi altın arayıcılarının gümüş bulmasından neşet eder. Hattâ "altın umdum gümüş buldum / ummaz idim bir iş buldum" diye türküsü vardır. Bir müddettir gençlerin isimlerinin kenarına iliştiriverdiği bu TC'yi hızma gibi, piercing gibi bişey zannediyordum, halbuki "Tahsilli Cehalet" demekmiş. Öğrenmenin yaşı yok işte...
Bu Hurşutbey de nereye gittiğini, ne yaptığını, nerede uyuduğunu bilmiyor? Kim verdi bu köşeyi bu arkadaşa?
hüsnü bey, bir gün sizin en az sekiz tane villanızın olduğu söylenen kuzuluk mevkiine de gelir, arazilerinizin rantı artar, merak etmeyin!
Tabi! kuzuluk doğusunda oto galeri, batısında, emlakçı olan 4 buçuk nüfuslu sempatik bi ilçemizdir. Yaşa Hurşut Dayı.
Yorum Gönder