 |
| Abbas Balaban |
“Hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme, ardınca
gitme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından
sorumludurlar.” [İsra 17/36].
Bu haftaki maça bakarken, inanın bunu düşündüm. Bir
federasyon düşünün ki, önünü arkasını düşünmeden sistemler kuruyor, uyguluyor.
"Denk kadrolar yaratacağız!"
İki haftadır, sistemin ürettiği kadrolar bir felaket
değilse...
Nedir Allah aşkınıza?
“Ve cehennemin getirildiği gün… İnsan işi anlar o
gün! Ama anlamasının ne faydası var o gün!” [Fecr 89/23].
İki haftadır bu cehennemi yaşayan sevgili topçu
kardeşlerim; sizler sistemin kurbanlarısınız, suçu kendinizde aramayın.
Bir yanda Kerembey, Şiarbey, iki haftadır sistemin sefahatini sürüyor, keyfini çıkarıyor.
Öbür yanda Müçübey mesela, yahut Bahadırbey, zulm olsun diye
kurulmuş kadrolarda yer alıp Sparta ordusu gibi rakiplere karşı mücadele etmek
zorunda kalıyor.
"Eğer Allah size yardım ederse, artık sizi
yenilgiye uğratacak yoktur ve eğer sizi 'yapayalnız ve yardımsız' bırakacak
olursa, O’ndan sonra size yardım edecek kimdir? Öyleyse mü'minler, yalnızca
Allah'a tevekkül etsinler." [Ali İmran Suresi, 160]
El açıp göğe mi baksınlar? Soruyorum Eyy federasyon
yetkilileri!
Bu mu bu kıymetli topçu kardeşlerimize reva gördüğün
futbol geleceği?
Her ne halse; Fıratbey geçtiğimiz haftaki yenilgiden ders almış görünüyor. Hasanbey'e karşı hem kâğıt üstünde, hem de yeşil sahada bariz bir üstünlük kurmayı becerdi.
İnsan merak ediyor: acaba kimden öğrendi kadro kurmayı!
Oyuncularını da etkili oldukları yerlerde oynattı doğrusu.
Haftalardır oynamayan Osmanbey kendine iyi bakmış; Kerembey her zamanki gibi her yere yetişiyor; Şiar beyin hırsı rakibi yıldırıyor; Kemalbey, İnançbey, hepsi yıldızlaştı bu hafta.
Ama hepsinin içinden bir ismi ayırmak farzdır sevgili okur:
Sezarbey bir başkaydı bu hafta.
7 yorum:
Perşembeleri mi sallıyor bu ayetleri? Biriktireceğim de...
Hocam sizin ayetlerinizin yanında bunlar nedir ki?
Yazarımıza sağda solda yediği yemekler mi dokundu, noldu da Mehmet Yaşin gibi tabağın dibini sıyırırken maçı kaçıran bir tarzdan Nihat Hatipoğlu tarzına keskin bir dönüş yaptı? Hüsnü Bey din işleri ile maç işlerinin birbirine karıştırılmaması için çok uğraşlar verdi ama naparsın işte meydan bu yazarlara kaldı. Kadro adaletinden dem vuruyor yazarımız. Biz demedik mi size bu "sözde" reformlardan faydalı bir iş çıkmaz,amaç Hüsnü Başkanı ve onun ilke-inkılaplarını ortadan kaldırmak diye.Sizin bu yöntem dedikleriniz çoktan uygulandı da vazgeçildi diye söylemedik mi? Ayrıca bu ayetleri de Ümit Hocaefendi doğrulamadıktan sonra inanmam.
Yamuk prensesin erişimini engellemekten başka çaremiz kalmayabilir.
Yetiş Hüsnübey, bırak hokey peşinde koşmayı... adamlar senin alana da el attı... ayet üstüne ayet yazıyorlar... taraftar desteği tehlikede haberin ola... (4. lazımsa geleyim...)
Ayetleri twitter'dan seçip sallıyorum ben. Şeyde de var. Başına sonuna Arapça-Türkçe Lügat'ten italikle yazılan örnek şeylerden cümlelerden ekliyorum. Niye sormuştunuz?
Abbas Bey italikle yazmadığı için şüphelenmiştim zaten. Haklı çıktığımı görüyorum. Admine de buradan sesleniyorum: Hüsnü Bey zamanında belki internetten başvurular yoktu ama telefonda ifade özgürlüğü diye bir şey vardı! Ben kimseden korkmam! Biraz Bahattin Bey'den çekinirim o kadar.
Yorum Gönder