29 Nisan 2010 Perşembe

ABBAS BALABAN'LA MAÇIN ANALİZİ

Balık Baştan Kokar

Bu haftaki müsabaka önemliydi. Aşağı sıralar yukarı göz dikmiş, yukarıyı almış bir telaş... Fakat Önlüklü Önlüksüz dağılımı iyi yapılmamıştı. Bunun için belki tek seçiciyi suçlamak doğru olmaz, zira o da insan, o da gökten inmedi, o da hata yapacak. Ama benim anlamadığım şu: Şimdi iki Kıvanç ayrı iyi tamam da, birinin gözü bağlı, Koçak olanı dili de bağlı. Nasıl olacak?

Önlüklüler bariz ortasaha üstünlüğüyle başladı maça. Önlüksüzlerde kim koşacak? Sen ortasahayı bırakmışsın futbolunun son demlerindeki Erdoğan Efendi'ye! Yanına bir Hasan'ı koy, değil mi? Yok! İnadım inat, gitmiş Hüsnü'nün yanına bir de Ümid'i koymuş. Geriye Hamit'in yanına Sami'yi koşmuş ki bağlasan durmaz. Ben tribünden görüyorum, adam saha kenarında 90 dakika uyudu.

Hafta başı yazmıştım Hocam. Bu takım iyi çalışmıyor diye. Birine veriyorsun iki topu sektiremiyor. Suat var, hafta boyu idman görmemiş, padokta papyonunu düzeltiyor ayıptır söylemesi. Yahu maça mı çıkıyorsun defileye mi? Değil mi? Ama sen bu Suat'ı bile durduramıyorsan, takımı ben kurtaramam artık.

Ha! Bir sözüm de Atilla'ya. Kaç hafta oldu? Darbeye bağlı sakatlık yok? Demek ne? Demek geceleri geziyor bu çocuk. Bunu da evine bağlayacaksın. Öyle değil mi LÖmer Efendi?

2010 17. hafta puan durumu


28 Nisan / Önlüklüler 6-Önlüksüzler 4

- müsabakadan önce yapılan langırt turnuvası kura çekilişi renkli anlara sahne oldu. görevlilerin olayı izah çalışmalarına rağmen herkesin kura kâğıtçıklarına el atma denemesi ortalığı biraz karıştırsa da sükûnet kısa sürede temin edildi.

- takım eşlemelerinden kimi memnun, kimi aradığı eşi bulamamış olmanın verdiği üzüntüyle ayrılırken Hüsnü A.-Doğan Ç. eşleşmesi en güçlü takımın bu olduğu yönünde bir kanaat yarattı. nitekim İletişimspor Blogculuk olarak bunu biz daha önce yazmıştık (bkz.). ancak mavi takım olarak belirlenen bu ekibe karşı mor renkle mücadele edecek takımın oyuncularından Can B. umutsuz değil: "bizi hafife almasınlar, Hamit abim sahada uzaktan attığı golleri langırt masasında da atmaya devam edecektir."


- İzmirspor seçmelerinde aradığını bulamayan Kerem Ü. ve "biraz yalnız kalıp uzaktan şut çalışmalıyım" diyerek maçlara gelmeyen Suat A.'nın takıma dönmesi sevinç yarattı.

- eski futbolcularımızdan günümüz menajerlerinden Apo D.'nin maçı izlemeye gelmesinin transfer düşleri gören kimi oyuncuları pozitif yönde etkilediği gözlemlendi.

tek seçici: Racır LÖmer
Önlüksüzler: Doğan Ç. (**), Hüsnü A.(**), Ümit K.(***), Sami A.(*), Erdoğan Ö.(**), Hamit B.(*), Kerem Ü.(**)
Önlüklüler: Müçteba A.(****), Can B.(**), Kıvanç K.(**), Kerem L.(**), Gemal G.(**), LÖmer(**), Suat A.(***)

Maçın özeti:
Şükür kimsenin geç kalmamasıyla tam zamanında ve tam kadrolarla başlayan müsabakanın ilk dakikalarında birbirlerini tartan iki ekipten Önlüklüler yaptıkları paslarla dikkat çektiler. Buna mücadeleci ve soğukkanlı bir futbol anlayışıyla cevap veren Önlüksüzler bir ara öne geçmeyi de başardılar. Ne var ki ikinci yarıda özellikle orta sahadaki pas organizasyonu konusunda yetersiz kalan Önlüksüzler, Önlüklülerin hızlı hücumlarında zor anlar yaşamaya başladılar. Maçın son anlarına kadar bir farklı üstünlüğünü koruyan Önlüklüler, bitime az bir süre kala attıkları golle farkı ikiye çıkarıp sahadan galibiyetle ayrılmayı bildiler.

Karne:

Doğan Ç.: formsuzluğu devam ediyor. gece hayatı, içki, kumar bir futbolcuyu nasıl tüketir canlı örneği adeta.
Hüsnü A.: efor testinden önceki maç testinden pek başarılı bir sonuç elde edemedi. üç haftadır kazanamamasına sebep olarak langırta fazla düşmüş olmasını değerlendiren hayranları tepki gösteriyorlar.
Sami A.: neden saçların beyazlamış arkadaş?
Erdoğan Ö.: sana da onun gibi çektiren mi var?
Kerem Ü.: görüyorum ki her gün meyhanedesin, yaşamaya küstürüp içtiren mi var?
Hamit B.: yıllardır soruyorum bu soruyu kendime
Ümit K.: allahım bu dünyaya ben niye geldim?

Müçteba A.: geçen hafta attığı mükemmel golün bir benzerini atarak gol vuruşlarında gittikçe ustalaştığını kanıtladı. aldığı 4 yıldızdan birinin Kerem L.'nin masasından gönderildiğini ekleyelim.
Can B.: yeşilimsi-sarımsı fosforlu kıyafetini tamamlayacak parlaklıkta bir oyun sergileyemese de özellikle geriden top çıkarmakta başarılıydı.
Kıvanç K.: bilhassa rövaşata yapsam mı yapmasam mı diye düşünürken havada seyrettiği topla kendisini savunan Kerem Ü.'yü epey eğlendirdi. güçsüzdü ancak yine de golcülük işlevlerini yerine getirdi.
Kerem L.: geçen hafta giydiği doktor önlüğüyle başarılı olamayınca tekrar alışıldık Roma formasına dönerek yine çalışkan bir oyun sergiledi.
Gemal G.: geride mi ileride mi oynayacağına net bir karar veremiyor bir türlü. Çok ileri çıkan kendisini azarlıyor fakat daha sonra kendine karşı daha nazik olması gerektiği konusunda kendisini uyarıyor. Sonuçta mücadeleci yapısıyla idare ediyor.
LÖmer: 10 Mart'tan beri yapılan hiçbir maçı kaybetmiyor olması tekniğin, ustalığın ve bilgeliğin bir bileşimi olarak değerlendirilebilir kuşkusuz.
Suat A.: maç boyunca uzaktan pek şut çekmeyerek, uzaktan şut çalışmak için aldığı iznin işe yaradığını ortaya koydu.

ANKET SONUCU/ LANGIRT TURNUVASI

Anketimizin sonuçlarının da gösterdiği gibi, bir langırt turnuvası istiyor bünye. Tabi istemeyenlerimiz de var. Müçü Beyefendi, kurada Kerem Ü. Bey'le eşleştiği halde, katılmak istemediğini beyan etti. Bu durumda, Kerem Ü. Bey'in eşliğine Bahadır A. getirildi. Bu ikili de sahaya çıkamazsa, o takımın rakipleri hükmen galip sayılacaktır.

Ayrıca, eleme usulü turnuva önerimiz genel kabul görse de, azılı birileri yetersiz saydı. Ü.K.'nın önerisi içinden çıkılmayacak bir karışıklık arz ederken, Racır LÖmer'in önerdiği Şampiyonlar Ligi sistemi makul bulunmuştur. Kuralar da buna göre çekilmiştir.

Öncelikle takımlarımızı görelim:

Mavi takım: Hüsnü ve Doğan
Kırmızı takım: Kerem L. ve Erdoğan
Sarı takım: Kerem Ü. ve Müçü (Bahadır)
Mor takım: Can ve Hamit
Yeşil takım: Kıvanç ve Suat
Siyah takım: Sami ve Lömer
Beyaz takım: Atilla ve Ümit
Turuncu takım: Hasan ve Gemal

Gruplar ve fikstür ise şöyle:

A GRUBU:

1- Kırmızı takım
2- Siyah takım
3- Beyaz takım
4- Sarı takım

5 Mayıs:

Kırmızı-Siyah:
Sarı-Beyaz:

12 Mayıs

Kırmızı-Beyaz:
Sarı-Siyah:

19 Mayıs

Siyah-Beyaz:
Sarı-Kırmızı:

B GRUBU:

1- Mor takım
2- Yeşil takım
3- Mavi takım
4- Turuncu takım

5 Mayıs:

Mor-Yeşil:
Turuncu-Mavi:

12 Mayıs:

Mor-Turuncu:
Yeşil-MAvi

19 Mayıs:

Mor-Mavi
Yeşil-Turuncu

26 Mayıs günü A Grubu'nun 2.'si B Grubu'nun 1.'siyle, A Grubu'nun 1.'si B Grubu'nun 2.'siyle yarı final maçları oynar.

2 Haziran günü ise Final müsabakası oynanır.

Bu organizasyona muhalefet eden Müçbey'in yanı sıra, Sezar dostumuzdan da bir mesaj var. Aynen arz ediyoruz:

EE tabii ayaklar çalışmayınca çene çalışacak, artık o da olmadı eller çalışsın... dostlar sporda görsün...iyi ki sanal aleme bulaşmadınız maç için... Siz yakında kartların üzerinde fitbolcu resimleri olmak kaydıyla pişti de oynarsınız ( Hüsnü'nü Fenerlilerin resmini şart koşar... napsın onun da elinde o kalacak bu sene...)... Taşa dönerseniz haber edin ben de gelip bi kaç hokey atayım kafanıza bari......

22 Nisan 2010 Perşembe

Langırt Turnuvası

Yan taraftaki anketimizde burada bahsini açacağımız konuyu oylamaya sunuyoruz.

Konu şudur: Langırt turnuvası.

Şöyle olur, 16 kişi ismini yazdırır ve birer lira verir. Buradaki kurul 16 kişiyi kurayla ikişer ikişer takımlaştırır ve 8 takım ilk turda eşleşir. İlk turda 4, ikinci turda 2 ve finalde 1 maç olmak üzere, toplam 7 maça 7 lira ödenir, kalan 9 lira şampiyon ikiliye 4,5'er lira olarak takdim edilir.

Maçlar, halısaha müsabakasından evvel 2'şer maç olarak oynanır. Yani ilk tur maçlarının 2'si ilk hafta, öbür ikisi 2. hafta oynanır. Yarı final maçları 3. hafta oynanır ve final maçı 4. hafta yapılır (kendi maçının günü mevcut olamayanlar olursa, maç ve turnuva bir hafta ertelenir, n'olacak!).

Yani kısaca, kurayla seçilecek takım eşleşmeleriyle (eşleşme kurası, ilk maç günü saat 18:00'de, herkesin gözü önünde çekilecektir), bir langırt turnuvası yapmak ister misiniz? Cevabınızı, anketimizde belirtiniz.

Katılmak isteyenler listesi (liste güncellenecektir):

1- Can B.
2- Kıvanç K.
3- Ümit K.
4- Doğan Ç.
5- Hüsnü A.

2010 16. hafta puan durumu



21 Nisan / Önlüklüler 6 - Önlüksüzler 8

Onca eksiğe rağmen...

Baharın güleryüzünü gösterdiği bugünlerde, 21 Nisan günü, 2010 yılının 16. müsabakasına çıkıyoruz. Hava güzel, zemin futboldan tut, her şeye elverişli. Lâkin kar kış demeden cefakârâne top başı yapan İletişimspor futbolcusu, bu güzel günde ortalıkta yoktu.

Dile kolay: 15 müsabakaya eksiksiz çıkmış Latilla bey; 14 müsabaka devirmiş Asuat bey, ayrıca Abahadır bey, Vermut K... Her biri kendince makul, bazısı daha entelektüel bahanelerle ortalıkta yoktu. Yine de, son zamanlarda kadroya dönen Gemal bey, ara ara destek atan Ozan bey 14 kişilik asgari istihdamı sağladılar da, sporcularımız her zamanki gibi akşam saat 17:30 gibi kamp yerinden ayrılıp stadyuma doğru yola koyuldular.
Ancak büyük şanssızlık: Hüsnü Bey'in komutasındaki UHB plakalı araç park halinden seyir haline geçecekken, yolu kapayan bir başka araç yüzünden mahsur kaldı. Araç sürücüsünden haber alınamıyor, bir taraftan müsabaka saati yaklaştıkça Hüsnü Bey ve Racır LÖmer sinire kesiyordu. Sonunda araç sürücüsü gelip direksiyona yerleştiğinde, iki büyüğümüz kendisini uygun kelimelerle uyarmış, Hüsnü Bey bir de uzaklaşırken eşşoğlueşşek diye, sürücünün türünü ve ailevi durumunu tespit etmiştir. Bu tespite mukabele eden sürücü ise, Hüsnü Bey'in "ne var lan?" diye geri dönmesiyle, gazı kökleyip yolu açmıştır.

Gecikme nedeniyle ekip stada ulaştığında, çoktan gelmiş diğer ekibin kıran kırana geçen langırt maçına ancak seyirci olabildi. Ümit Bey'le Gemal Bey, anketimizin de ortaya çıkardığı iddialı ikili, Doğan Bey'le Asami Bey'in müsabakası, anketimizin işaret ettiği gibi sonuçlandı. Ümit Bey suçu eşinde bulmuş olacak, aynı ikiliye karşı yanına Hüsnü Bey'i aldı. Galbi gırılan Gemal Bey genarda göpeği Eşref Bey hakkında duygusal bir sohbete daldı. Yine de, vefalı bir eski dost olarak, Ümit Bey'in takımına destek verdi. Sıkıcı bir ortasaha mücadelesi şeklinde geçen maçı, yine anketimizin gösterdiği ikili kazanmıştır.
Langırt maçından sonra yavaş yavaş gerçek müsabakaya geçildi. Ancak son zamanların kronik sendromu, bir oyuncu müsabaka saatine yetişememişti. Bu zat, Racır LÖmer Bey'in yeğeni Kerem, ancak 15. dakikada, hekim önlüğüyle gelebildi. Bu nedenle başta yapılan modifikasyonlara girmiyoruz; nihai kadroyu esas alıyoruz. Ama şunu söyleyelim, o süreyi eksik oynayan Kerem Bey'in takımı, tamamlanana kadar 4-2 geri düşmüş, nihayet müsabakayı da 8-6 kaybetmiştir.

Tek Seçici: Racır LÖmer.

Önlüksüzler: Can B.(***), 3K(***), LÖmer(***), Müçbey(***), Ozana(****), Hasan D.(****), Erdoğan Ö(***).

Önlüklüler: Hamit B.(*), Kerem L.(**), Doğan Ç.(*), Ümit K.(**), Gemal Bey(**), Sami A.(*), Hüsnü A(*).

Maç Özeti:

Maç, Kerem Bey'in gecikmesi nedeniyle kaotik başladı; Erdoğan Ö. Önlüklü başlarken, Hamit B. önlüksüz başladı, 15. dakika formaları değiştirdiler. Bu arada skorbord 4-2'yi gösteriyordu ama, sahada çok daha derin bir fark vardı: Önlüksüzler fazla oldukları bu bölümde rakibi adeta sürklase ettiler.
Kerem Bey'in gelmesiyle oyunda denge biraz kuruldu. Ancak farkı çok açan Önlüksüzler'in skoru koruma kaygısıyla ister istemez geri çekilmesi ve tipik rehavete girmesi de bunda etkili oldu. Yine de, Önlüksüzler kendi aralarında iyi pas yaparak maç boyu birçok pozisyon ürettiler. Bir ara fark tek sayıya indiyse de, eşitliğe izin vermediler ve karşılaşmadan galip ayrıldılar. Maç sonrası Ümit K. "çok kötü maç oldu," diyerek Önlüklüler'in durumunu özetlerken, Önlüksüzler'den Kıvanç K. "6 puan değerinde maç kazandık, çok mutluyuz. Artık önümüzdeki maçlara daha iyi konsantre olacağız," dedi.

Karne:

Önlüklüler:

Hamit B.: Ortasaha desteği olmadığı için bu maçta savunma çok zorlandı. Hamit B. kendisi maç sonrası "savıunma olarak iyi mücadele ettik," dese de, bu ancak durumun vahametini anlatmıştır.
Kerem L.: Maça geç gelmesi puanını kırdı. Ayrıca, maçın o yokken oluşan farkla bitmesi, mağlubiyeti tamamen üstüne yükledi. Sahada da etkisi fazla değildi.
Doğan Ç.: Önceki gece bir barda görüntülendiği için morali bozuktu. Etkilenmediğini göstermek için aşırı konsantre olunca hiçbir topu tutamadı.
Ümit K.: İyi niyetle elinden geleni yapmaya çalıştıysa da yeterince yardımlaşamadı, istediği topları alamadı, dolayısıyla oyuna ağırlığını koyamadı.
Gemal Bey: Her zamanki gibi hırslıydu, açılan skora rağmen takımını ateşlemeye çalıştı, ancak yer yer rakibe sakatlayıcı hareketleri tepki topladı. Bu arada, savunmadan Ümit K'ya çıkardığı bir uzun top seyirci tarafından uzun süre alkışlandı.
Sami A.: Sürekli isabetsiz uzun top yaparak takımın oyun kurmasını engelledi. Savunmaya yardımcı olmadı. Maçın kötülerindendi.
Hüsnü A.: Bu maça çok iyi hazırlanmış, hatta 3 kilo vermişti. Ancak müsabaka öncesi park halinde yaşadığı stres konsantrasyonunu bozdu. İstediklerini sahaya yansıtamadı.

Önlüksüzler:

Can B.: İyi günündeydi. Rakip de dağınık ve koşmadan oynayınca rahat etti.
Kıvanç K.: Kendi deyişiyle mükemmel oynadı, inanılmazdı, süperdi, şahaneydi. Hakikaten, gol yollarında etkiliydi. Attığı 4 golle klasını gösterdi.
LÖmer: Takım iyi oynayınca, Eyüp Sultanlara koşmadan rahat bir maç bitirebildi. Tek kusuru, savunmadaki bütün topları orta mesafeli kullanma arzusuydu.
Müçteba A.: Savunmanın sağı için elzem, hücumda istekli, savunmada kaçak oyun anlayışıyla bir ekol adeta. Hatta hiçbir ekstra girişe lüzum yok, kendisi bir ekol. Attığı müthiş golle yıldızlaştı.
Ozan A.: 4. müsabakasına çıktı. 4 galibiyetle rekora koşuyor. Genlerine aykırı paslaşan ve savunmada mücadele eden yapısıyla ekstra bir aferini de hak ediyor. Fark, onun kalede olduğu dönemde kapandı.
Hasan D.: Mükemmele yakın bir maç çıkardı. Orta sahayı çok iyi kullandı, pas dağıtımını üstlendi.
Erdoğan Ö.: Formdaydı, yorulmadı. Kim sıkışsa, boşta onu gördü ve rahatladı. O da aldığı topları iyi kullandı. Yorulduğuna kanaat getirip kaleye geçme zamanlaması da hayati oldu.

Anket sonucu: Langırt turnuvası olsa kimi eş alırsınız?

Anketimiz sonuçlandı. Futbolcu arkadaşlarımızın langırtta Hüsnü A. ve Doğan Ç.'yi tercih ettikeri anlaşılıyor. 3'er oyla birinciliği paylaştılar.

Buradan ortaya çıkan, Hüsnü A. Doğan Ç. ikili olsa, karşılarında kimse duramaz. En iyi direnecek takımın da Sami A.-Ümit K. ikilisi olduğu anlaşılıyor. "Hiçbirini almam, kendi eşimi getiririm" adlı hakaretamiz seçeneğe yönelen iki kişiden birinin 3K olduğunu tahmin etmek zor değil. Diğerinin ise kimliği araştırılıyor.

Racır LÖmer ve Müçbey'e oy çıkmaması hayranlarında derin üzüntü yaratmıştır.

15 Nisan 2010 Perşembe

2010 15. hafta puan durumu


14 Nisan / Önlüksüzler 8-Önlüklüler 9

- Kerem Ü.'nün İzmirspor seçmelerine katılmak üzere İzmir'e gidişine ayrılmaz ikili Suat A.-Hasan D.'nin "bilgisayar öğreniyorum" procesi çerçevesinde tertiplenen kokteyli maça tercih etmeleri (ki bu tercihte Tuğrul P'nin etkisi olduğu kulislerde konuşuluyor) eklenince adam sıkıntısı yaşanacağını düşünenler yanıldı. adamı bırak, hayvan sıkıntısı bile çekilmedi: Kemal G.'nin küçük dostu cinsi tam anlaşılamayan köpecik dahi müsabakaya gelmişti.

- top peşinde oradan oraya koşturan köpeciğin, maç sonlarında formaları ter yüzü görmeyen kimi oyuncuları ""bu bizi keser" korkusuna sevk ettiği gözlendi.

- langırt maçları tüm hızıyla devam ediyor. bu gidişle daimi langırt ekipleri kurulacak, bir puan tablosu da oraya açmak gerekecek. uyarıyoruz, kazanan hep halısaha sahibi, lütfen enercimizi sahaya saklayalım!

tek seçici: Müçteba A.
Önlüksüzler: Doğan Ç.(****), Müçteba A.(**), Can B.(**), Kıvanç K.(**), Bahadır A.(**), Kemal G.(**), Hamit B.(**)
Önlüklüler: Hüsnü A.(**), Ümit K.(****), Atilla L.(***), Kerem L.(***), Sami A.(**), Erdoğan Ö.(**), Ömer L.(**)

maçın özeti
Yavuz Bingöl konserine gittiği için maça geciken Erdoğan Ö. sahaya gelinceye kadar geçen 5-10 dakikada eksik oynamak durumunda kalan Önlüklüler'in bu zaafından yararlanmak isteyen Önlüksüzler, kurdukları baskıya rağmen bir türlü muvaffak olamadılar. Erdoğan Ö.'nün gelmesiyle toparlanan Önlüklüler, organize hücumlarla bir ara farkı 3'e kadar çıkarmayı başardılar. sonrasında hafif bir toparlanma gösteren Önlüksüzler farkı indirip, bitime 5 dakika kadar kala öne geçmeyi dahi başardılar. ne var ki maç boyunca takımlarına hakim olan huzursuzluk, uyumsuzluk ve dahi anlam verilemeyen psikolocik yenilgi halinden kurtulmayı bir türlü beceremeyince, Ümit K.'nın da etkili kafa vuruşlarıyla müsabaka 9-8 Önlüklüler lehine neticelendi.

karne
Doğan Ç.:
kalede olmasaydı maç çok erken kopabilirdi. yaptığı kurtarışlarla takıma moral verdi, farkın açılmasını önledi.
Müçteba A.: maçlara her zaman iyi niyetle başlayan ancak ortalara doğru yaşadığı tramvalarla oyundan kopan bir futbolcu Müçü. müsabaka içinde Can B. ile yaşadıkları tartışma sonrası olay yerine dönen katil gibi tartışmanın olduğu yere gidip maç sonuna kadar oradan kıpırdamaması enteresandı.
Can B.: maçlara her zaman iyi niyetle başlayan ancak -son haftalarda- ortalara doğru mutlaka birileriyle tartışan bir futbolcu Can B. özeleştiri hazırlığı içinde olduğu duyumlarını az önce aldık. uzaktan attığı goller güzeldi ama.
Kıvanç K.: ilk düdükle kaptığı topla İletişimspor tarihinin belki de en erken golünü atma şansını yakalamışken topu dışarı vurarak maçın sonuna doğru da bir fikir verdi. formsuzluğu devam ediyor.
Bahadır A.: "iki çalım atalım önümüzü açalım" ekolünden uzaklaştığı zamanlarda iyi oyuncu, kuvvetli, yararlı. gel gör ki, ekolüne sarsılmaz bir inançla bağlı olduğundan iki çalım atamadığı zaman uzaktan şut atmayı tercih etti.
Kemal G.: kim kendisini seyretmeye gelmiş köpeciğine bir zafer mutluluğu yaşatmak istemez ki? Kemal G. maç boyunca bu bilinçle mücadele etti, arkadaşlarını da motive etmeye çalıştı. ancak olmayınca olmuyor işte. köpeciğinin saha kenarından verdiği destekler heba oldu.
Hamit B.: maçlara her zaman iyi niyetle başlayan ancak hemen akabinde niyetinin ne olduğu anlaşılamayan bir futbolcu Hamit B. tabii bu haftaki form düşüklüğünde oğluna kaptırdığı için arabası emektar Isuzu'sundan ayrı düşmesinin de rolü olmuştur muhakkak.

Hüsnü A.: maça hasta hasta çıkan büyük başkan, maçın önemli kısmını kalede geçirmek durumunda kaldı. etkisizliği ondandır, yanlış anlama olmasın.
Ümit K.: attığı şık kafa golleri, galibiyet... e böyle bir insanın sinirli olması için bir sebep var mı? yok. netekim, kafasını kullanan topçular ekolünün temsilcisi ÜK da en sakin maçlarından birini çıkararak sahanın yıldızı oldu.
Atilla L.: sürpriz golcü kontenjanından attığı goller güzeldi. sonuçta onunda adı Ati, olumlu-olumsuz anlamda her an her şeyi bekleyebileceğiniz bir oyuncu.
Kerem L.: oynadığı takıma güven veren genç futbolcu bu kez hücumdan ziyade savunmada etkiliydi.
Sami A.: maçlara her zaman iyi niyetli başlayan ancak dakikalar ilerledikçe savunmaya mı, hücuma mı niyetlendiği anlaşılamayan bir oyuncu Sami A. yine de bu hafta ne yaptığını bilen bir görüntü çizerek, takımının galibiyetinde pay sahibi oldu.
Erdoğan Ö.: ortasahada pas dağıtımı rolünü başarıyla yerine getirdi. arada sırada oyundan kopuyor olsa da faideli bir oyuncu olduğu gerçek.
Ömer L.: gerilerden oyunu okuması yanı sıra yılların verdiği tecrübeyle oynuyor artık. maç boyunca ekibini motive etmeyi başaran bir isim o.

Anket sonucu: Müçü'nün eline çarpan top...

Anlaşılan penaltı değilmiş (8'e 3 gibi net bir kararbirliğiyle). O halde, Türk düşmanı hakemler açıkça Türkiye'nin emeğini çalmış, hakkını yemiş, üstüne şerefsizce içip eğlenmiştir.

Hatırlanacağı gibi, Arnavutluk-Türkiye maçı Türk tarafının bariz üstünlüğü altında cereyan ederken, skoru 4-3 yapan ve Arnavutları yeniden oyuna ortak eden gol, tartışmalı bir penaltı vuruşunun ürünüydü. İletişimspor Blogculuk boş durmadı, bu penaltı kararını tartışmaya açtı.
Anket sonucu: Bir kişi "yanlardan penaltıydı" diyerek, penaltı kararının abesliğini mizah duygusuyla anlatmaya çalışmış. Bir başka kişi "geniş penatıydı" diyerek, Müçü'nün elini kaçırabileceği bir yer olmadığını vurgulamış. 8 kişi ise doğrudan, "devam kararı gerekirdi" diye adaletin ruhuna memur olmuşlar. "Penaltının babasıydı" diyen üç kişi: Muhtemelen Arnavuttur.

8 Nisan 2010 Perşembe

anket sonucu: havalar ısınıyor, sahanın üstünü açtıralım mı?

haftanın anket sorusu "sahanın üstünü açtıralım mı?"ya İletişimspor camiasından 13 kişi yanıt vermiştir.

bunlardan 7'si, manasız cevap, "yanlardan biraz açtıralım"ı tercih edip bu şıkkı yüzde 53'lük oranla zirveye taşıyarak futbolcularımızdaki gelişmiş mizah duygusunu ortaya koymuşlardır. bu 7 kişinin içinden bir sözcünün "yanlardan biraz açtırmanın" nasıl mümkün olacağı konusunda halısaha sahibine tafsilatlı bir açıklama yapması bekleniyor.

"yok böyle iyi" tercihinde bulunan 4 isim yabana atılmasın. demek ki, Hüsnü A.'nın tesisleşme hamleleri hayatta karşılık bulmaktadır. başkan övünmekte haklıdır.

"evet açtıralım"cı iki kişi ekibimizin rasyonel düşünen insanlara da sahip olduğunu göstermeleri açısından önemlidir. kendilerini kutluyoruz.

kendisine hiç oy çıkmayan "üstü açık sahaya geçelim" şıkkı ise futbolcularımız sahayı benimsedikleri şeklinde yorumlanabilir.

2010 14. hafta puan durumu


7 Nisan 2010 Çarşamba

7 Nisan / Arnavutluk 4-Türkiye 4

İletişimspor'da bu hafta milli maç heyecanı vardı: Arnavut asıllı oyuncularla Türkler karşı karşıya gelecekti. Dostane geçmesi beklenen maç belki de sezonun en gergin müsabakasına dönüştü. Bir son dakika golüyle berabere biten karşılaşmanın sonunda göz yaşlarını tutamayanlara rastlandı. Golde hatası söz konusu Kerem Ü. havaalanında silahlı saldırıya uğradı.

Arnavutluk-Türkiye deyince, kadro oluşumu için "tek seçici" lüzum etmedi kuşkusuz: Hüsnü A., Sami A., Suat A., Hamit B., Bahadır A. gibi özarnavutlar derhal formayı giydiler. Lâkin bir son dakika pürüzü nedeniyle (eşini ikna edememiş) Bahadır A. maça gelemedi, yerine, babası Üsküplü Memduh H. olan Osman Bey Fransa'dan getirtildi. Anne tarafı Arnavut Gemal Kökhan Bey eklendi. Geriye iki kişi kaldı: Eş durumundan Arnavut'um ben diye bir süredir Arnavutça egzersizleri yapan, yemek adlarını öğrenip Arnavut'un kalbine giden yolu keşfeden Çokka Bey sorunsuz geçti o tarafa. Son eleman ise, Türk'ün ötekisidir diye, kendi de bunca yıl Hüsnü A.'nın yanında Arnavutça'yı azbuçuk söken Kürt Hasan oldu.

Şanlı Türk tarafında ise liderliğe soyunan Ömer L.'nin arkasına Kerem L., Kerem Ü., Can B., Erdoğan Ö., Atilla L., Doğan Ç. ve Müçbey dizildiler.

Müsabaka öncesi metazori Arnavutların görüşlerini aldık: Konyalı fahri Arnavutlardan Çokka "Arnavut muyuz bilmiyorum ama en azından vakti zamanında büyük büyük dedemlerin Manastır tarafına gittiğini biliyorum. Orada bir karışıklık olması çok muhtemel, yoksa Anadolu'nun bağrından renkli gözlü adam nasıl çıkacak? üstelik inatçılığım da Arnavut inadına benziyor," derken, Kürt Arnavutlardan Hasan D., "tabii ki de Arnavutlara sempatim var. o formayı giymeyi isterim. bana verilecek her göreve hazırım. Hüsnü abi nerede ben orada, Suat'ı da pek severim," şeklinde ifade verdi.
Daha sonra şanlı Türkler Ömer L'nin önderliğinde santraya yarım ay şeklinde dizilip el çırparak Kadifeden Kesesi'ni huşu içinde okudular. Bu sırada Arnavutlar, kendi aralarında bir çember oluşturup gelişigüzel zıplayarak düzensiz bir ant içtiler. Türklerin karşılaşmaya daha konsantre oldukları gözlendi.

Arnavutluk: Hüsnü A.(**), Sami A.(**), Hamit B.(**), Suat A.(***), Osman H.(***), Kıvanç K.(***), Kemal G.(***), Hasan D.(***).

Türkiye: Doğan Ç.(***), Ömer L.(***), Kerem L.(***), Kerem Ü.(***), Can B.(**), Atilla L.(**), Müçteba A.(**), Erdoğan Ö.(**).

MAÇ ÖZETİ: Bu seremonik uygulamaları "boş" telakki ettiği için IKEA'ya kadar giden Kerem Ü.'nün gecikmesiyle, Şanlı Türkler müsabakaya eksik başlamak zorunda kaldı. Bu dönem Arnavutların bariz stünlüğüyle geçti; pozisyon üstüne pozisyon buldular. Devşirme forvet boş kale dahil çeşitli pozisyon ve karambolleri heba etti. Ardından Türkler ağırlıklarını koymaya başladı. Ömer L.'nin tesadüf golüyle öne geçtiler ve müthiş bir takım oyunuyla sahaya hâkim oldular. Pozisyon vermedikleri gibi peş peşe kontrataklarla daha ilk yarıda skoru 4-0'a kadar da getirdiler. Devrenin bitimine doğru devşirme forvetin fiyakalı golü geldi ve Arnavutlar ikinci yarıya biraz daha ümitli başladı.

İkinci yarı skoru koruma içgüdüsüyle ister istemez geri çekilen şanlı Türklerden zaten bu dönemde iyi futbol beklenemezdi, önemli olan kazanmaktı. Arnavutlar oyunu tek kaleye çevirip katı savunmayı bir türlü aşamayınca oyun sertleşmeye başladı. Müçbey'le Suat Bey'in mücadelesi görülmeye değerdi. Derken baskı sonuç verdi ve bitime 15 dakika kala Hüsnü A. skoru 4-2 yaptı. Golden üç-dört dakika sonra Müçbey'in eline çarpan top penaltı noktasına dikildi, Hüsnü Bey'in vuruşuyla skor 4-3 oldu. Bundan sonra Türklerin direnişi iyice cansiperane oldu. Gelen toplar kahraman Türk seddine çarpıp çarpıp geri dönüyordu. Ancak, skorborddaki saniyeler son 60 saniyeden geri saymaya başladığında, ortasahadan Kerem Ü'ye atılan bir geri pası, Kerem Ü.'nün maçı bitti sanıp yeniden IKEA'ya gitmiş olmasıyla devşirme forveti bir anda Türk kalecisiyle karşı karşıya bıraktı. Nam-ı diğer Çokka kurnaz bir bacak arası vuruşuyla Doğan Bey'i avladığında müsabakanın bitimine 40 saniye kalmıştı! Arnavutlar 4-4'lük skora çılgınlar gibi sevinip bayram ederken Türk tarafı tüm yurtta yas ilan etti, bayrakları yarıya indirdi.
Karne:

Arnavutluk:
Hüsnü A.: Milli forma aşkıyla oynadı. Çok etkili olmasa da biri penaltıdan 2 golle görevini yaptı.
Sami A.: Hücumda başlayıp rücu etme felsefesini benimsedi. Centilmenliği önplanda tuttu.
Suat A.: Milli forma aşkı üst düzeydeydi. Savunmayı toparladı, ileride etkili oldu. Biri direkten dönen üç uzaktan şut denemesi dikkat çekti.
Hamit B.: Silik bir günündeydi, son adam olarak kaptırdığı bir topun gol olmasıyla tepki çekti.
Kıvanç K.: Golcü kişiliği bütün yetersizliklerinin üstünü örtüyor. İlk ve son golü atarak bir anlamda maçın kader adamı oldu. Devşirme de olsa, has Arnavuttan farkı yoktu.
Kemal G.: Âkil adam rolünü benimsemişti. 4-0 geri düşen takımın moralini yüksekte tutmak için çabaladı. Centilmenlikte de önde gidiyordu, penaltı pozisyonunda kendi aleyhine oy kullandığı gibi, zorla verilen penaltıyı da, araya girip dışarı atmaya çalıştı.
Osman H.: 2. yarıda savunmaya geçtikten sonra takımın hiç gol yememesi üstün savunma niteliklerine işaret ediyor. Geriden iyi top çıkardı, takımını ayakta tuttu.
Hasan D.: 4-0 olduğunda levyeyle gidip kaleciyi kaleden çıkartmaya çalıştı, olmayınca kale arkasında oynamak istediğini söyledi. Maç 4-4 bittiğinde ise "inancımızı hiç kaybetmedik, umutsuzluğa bir an bile kapılmadık" diyerek formasını öptü.

Türkiye:
Doğan Ç.: Elinden geleni yaptı. Gollerde yapabileceği fazla bir şey yoktu.
Ömer L.: İlk golü attığı gibi savunma görevlerini de yerine getirdi. Neyin nasıl yapılacağını anlatarak Türklerin lideri oldu.
Kerem L.: Erkenden sakatlanmasına rağmen çok çalıştı. Savunmada başladı ama orayı sevmediği için pek kalmadı, hücumda etkili olduğu günlerden biri değildi.
Kerem Ü.: Kahramanca mücadelesini, maçın sonunda burnunun üzerinde biriken kam damlası anlatıyordu. Arnavutlara karşı Bülent Korkmaz gibi direndi ancak son saniye golünde yandı!
Müçteba A.: Suat'la ikili mücadelesi görülmeye değerdi. Suat'la münakaşaları, penaltıya sebep olması, takım arkadaşlarıyla didişmesi ve attığı şık golle maç boyu gündemde kalmayı bildi.
Atilla L.: Her zamanki gibi iyi niyetle mücadele etti, iyi niyetle rakipten birkaç kişiyi telef etti. O da son dönem dibe vuran grafiğini düzeltmenin çaresini yeni ayakkabıda arayanlardan. Başarılı da oldu; bir yükseliş söz konusu. Topla daha sıcak ilişki kurabildi.
Erdoğan Ö.: Ortasahada top dağıtan oyuncu rolünü üstlendi, fakat dağıtacak adam bulamadığı için isyan etti. Takımın geride çok adamla kalmasıyla üstündeki yük arttı. İster istemez yoruldu.
Can B.: Forvet başladı ama Sami A. gibi o da rücu ederek devam etti. Penaltı pozisyonunda rakibin lehine davranmaktan çekinmeyerek o da kendine bir centilmenlik payı çıkardı.

1 Nisan 2010 Perşembe

31 Mart / Önlüklüler 2 - Önlüksüzler 4

- halısaha sahibi langırttan para kaldırmaya devam ediyor. anlaşılan o ki, maçlardan önce langırt oynamak yeni bir trend olarak İletişimspor bünyesine dahil olmuş durumda.

- başkan Hüsnü A. ve onursal başkan Ömer L.'nin sahaya geliş esnasında yaptıkları görüşmeler yakın zamanda bir Arnavutluk-Türkiye maçının gündeme geleceğinin işaretlerini verdi. Arnavut takımında Kürt Arnavutlardan Hasan D.'nin ve Konyalı fahri Arnavut Kıvanç K.'nın da yer alacağı gelen duyumlar arasında.

- yazın yaklaşmasıyla birlikte Müçteba A.'nın "ne bu sahanın üstü kapalı ya, üstü kapalı sahada maç mı yapılır, öyle olsa niye maçlar kapalı sahalarda oynanmıyor?" çıkışları artacağa benziyor.

tek seçici: Müçteba A.
Önlüklüler: Doğan Ç.(***), Müçteba A.(**), Atilla L.(*), Can B.(**), Kıvanç K.(*), Kerem L.(***), Sami A.(**)
Önlüksüzler: Hüsnü A.(**), Ümit K.(***), Erdoğan Ö.(***), Suat A.(***), Ömer L.(***), Ozan A.(***), Hasan D.(***)

maçın özeti
Bayrampaşa'da son zamanların zevkli maçlarından biri vardı. Müçü'nün oluşturduğu takımların denkliği, son 15 dakikaya girilirken skor tabelasında gözüken 1-1'lik durumdan da anlaşılıyordu. Önlüklüler çok pas hatası yaparak oynamalarına, bilhassa Atilla L. ve Kıvanç K.'nın top kontrolündeki zayıflıklarına rağmen son anlara kadar özellikle sağlam savunma kurgularıyla oyundan kopmadılar. Önlüklülerin bir korner sırasında yaptıkları adam paylaşma hatasını iyi değerlendiren Ozan A.'nın golüyle öne geçen Önlüksüzler, maçtan düşen rakiplerine üstünlüğü kaptırmayarak sahadan zaferle ayrılan taraf oldu.

karne
Doğan Ç.: yenilen gollerde hatası azdı. maçın sonlarında rakip kaleye yaptığı hamleler neticesiz kalsa da bir Chilavert bir Schmeichel tadındaydı.
Müçteba A.: büyük umutlarla kurduğu takımı tarafından adeta ihanete uğradı, uygun durumlarda kendisine pas verilmemesinden yakındı durdu.
Atilla L.: "yılda anca bir defa kötü oynarım.." Atilla'nın bu sözlerini hatırlayanlar için bu çocuktaki form düşüklüğünün arkasında yatan nedenlere derin bir sondaj yapmak gerektiği açıkça ortada. önümüzdeki hafta alacağı yeni ayakkabılarla tekrar eski formuna kavuşacağı iddiasında.
Can B.: transparan fosforlu forması yeşil önlüklerle karıştığı için vücudunu yeterince sergileyemedi.
Kıvanç K.: "gol makinesi diye aldık çamaşır makinesi çıktı" sözünün cisimleşmiş hali gibiydi. etkisizliğini gidermenin yolu 3 haftada bir ayakkabı almaktan geçiyorsa iflas bayrağını çeker bu çocuk.
Kerem L.: özellikle geriden top çıkarma yükü omuzlarına binince kramplar kaçınılmaz oldu. yenilgiye rağmen puan tabelasında liderliğini devam ettiriyor olması tek tesellisi.
Sami A.: maçın sonlarında ilerde gol aramaya çıktı, eli boş döndü.

Hüsnü A.: bir başka çamaşır makinesi. usta golcünün gol atamaması ve etkisizliği "aklı başka yerde" yorumlarına yol açtı. aklının nerede olduğunu, maç öncesinde sorduğu "ışıklar yanmasa da aynı parayı mı veriyoruz? toplanan ücretlerde düşüş olacak mı? bunu araştırsak" sorularına bağlandı.
Ümit K.: geriden oyun kuran isimlerdendi. maç sonunda rakip takımı tebrik ederek centilmenlikte sınır tanımadığını gösterdi.
Erdoğan Ö.: maçlardan sonra klasik müzik dinlemeyi bırakıp türkü dinlemeye başlaması performansını olumlu yönde etkilemeye başlamış gözüküyor. rock'a geçerse tam patlama yapacak.
Suat A.: savunmada göz doldurdu. kendisine vahiy yoluyla gelen "şut çek, şut çek" fısıltılarının bu maçta az gerçekleştiği uzaktan sadece bir defa şut çekmesinden belliydi.
Ömer L.: maç boyunca bel altına gelen toplara rağmen yılmaz bir savaşçı misali mücadelesini sürdürdü.
Ozan A.: attığı kafa golü çok şıktı. çıktığı ikinci maçta da galip kadroda yer alarak Kemal G. ile galibiyet yüzdesi en yüksek oyuncu olma özelliğini korudu.
Hasan D.: haftalar sonra galibiyetle tanışarak şeytanın bacağını kırdı.

2010 13. hafta puan durumu


anket sonucu: en iyi topu kim yapar?

haftanın anketi "en iyi topu kim yapar?"a katılım nispeten düşüktü. toplam 10 katılımcının irade beyanında bulunduğu ankette ipi göğüsleyen 6 kişiden oy kapan (% 60) Adidas oldu. bu, futbolcularımızın iyi topa verdikleri primin bir göstergesidir. nitekim bizim top Bayrampaşa'dan çıkar çıkmaz Emirates Stadı'nda Arsenal-Barcelona maçında da görev alarak günde iki-üç maç çıkarabileceğini dosta düşmana göstermiştir. kendisini kutluyoruz.



anketin diğer aday isimlerinden Hasan D. ve Ümit K. ikilisi aldıkları ikişer oyla ikinciliği paylaşırken, Erdoğan Ö.'ye hiç oy çıkmaması ise kamuoyunda "kendisine bile oy vermiyor, ne muhterem bir insan" şeklinde yorumlanmıştır.