MÜSABAKAYA DOĞRU
2010'un 18. müsabakası ulaşım sorunuyla başladı. Sebebi Fener-Trabzon kupa finali olsa gerek. Sivilceli günlerinden beri kupayı göremeyen Suzuki Hamit, bari Trabzon'un elinde göreyim diye, Lömer'le Aysuat'ı 15 dakika kadar otomobil başında bekletirken, sonucu önceden kestiren Opel Hüsnü dükkâna dahi gelmekten imtina etmişti. Böylece, bir grup insan müsabakaya ulaşmak için tren tramvay yollarında sefil perişan oldu.
Müsabaka öncesi ise, langırt turnuvasının heyecanı yaşandı. Katılmayı reddeden Müçü-V. Kerem ikilisi nedeniyle, ÜK-Ati hükmen galip ilan edilirken, diğer üç karşılaşma, dışarıdan tacizlere rağmen oynandı.
Langırt turnuvasının grubu üçe böldüğünü söylemek lazım. Bir grup işi ciddiye alıyor, bunlar kurallara düşkün, kendi maçları kadar diğer maçları da merak ediyorlar ve averaj hesapları üzerine şimdiden düşünmeye başladılar. Bu grubun belli başlıları arasında Sami, Lömer, Hüsnü sayılabilir.
İkinci bir grup işi bozmadan üstüne düşeni yapmakla yükümlü hissediyor kendini. Bu grup mensupları bırakın rakibi, kendi eşinin dahi kim olduğunu bilmiyor ama sahaya çıkıp topunu oynuyor. Önemli simalar arasında Erdoğan, Hamit, Atilla sayılabilir.
Üçüncü grup ise bu densiz organizasyonu sabote etmek peşinde. Üyeleri arasında maçları protesto edenler olduğu kadar, hem katılıp hem sabote edenler de var. Sahaya sürekli ikinci bir top atan, çaktırmadan skorbordu değiştiren bu grubun önemli şahsiyetleri Müçü ve Gemal.
MÜSABAKA:
Genç ve enerjik bir kadro kuran Önlüksüzler mutlak favoriydi. Fakat müsabaka sürekli Önlüklüler'in atıp kaçması, Önlüksüzlerin yakalaması şeklinde zuhur etti. Ama maçın tamamına yakınının Önlüklülerin kalesi önünde geçtiği söylemek gerekir. İlk kornerde, Önlüklüler adına topun başına geçen KKK yerden dışarı kullandı, gelişine vuran Aysuat golü yaptı. 10 dakika kadar sonra aynı golü Sami A. atınca durum 1-1 oldu. Bunu, Bahadır'ın yakın direk dibine vurduğu klasik şutlarından biri izledi: 2-1. İLk devre bitmeden yine Sami A. şık bir uzaktan şutla skoru 2-2'e getirdi. İlk yarı böyle bitti.
İkinci yarıda Önlüksüzler Ozan ve K. Kerem'le akınlarını yoğunlaştırırken gol yine öbür takımdan geldi. Bu kez yine KKK'nın asistini değerlendiren Atibey sahnedeydi. Golden sonra topyekûn savunma anlayışı biraz oyunu da gerdi ama, mücadele had safhadaydı. Bitime 18 dakika kala bir halı saha golü meydana geldi. İçeri şişirilen bir duran top kalecinin hatası sonucu direğe çarpıp sahaya düştü ve orada yılların fırsatçısı Hüsnü A.'nın dokunuşuyla skor 3-3 oldu. Kalan 18 dakikada da değişen bir şey yoktu; saldıran taraf Önlüksüzler, diren taraf ise Önlüklülerdi. Fakat başka gol çıkmayınca, 18. müsabaka 3-3'lük eşitlikle sona erdi.
Tek seçici: Racır LÖmer:
Önlüksüzler: Doğan Ç. (***), Hüsnü A. (**), Erdoğan (***), Ozan (**), K. Kerem (**), Hamit (**), Sami (***), V. Kerem (***).
Önlüklüler: Can (**), Kıvanç (**), Gemal (**), Suat (***), Bahadır (**), LÖmer (**), Atilla (***), Müçü(**).
Karne:
Önlüksüzler:
Doğan: Fazla iş düşmedi fakat iş düşse de eski formunun uzağında. nerde o kaplan gibi dağa taşa atlayan dev kaleci, hey gidi günler.
Hüsnü: Attığı golde fırsatçılığını gösterdi, onun dışında gösterecek fazla şey bulamadı. Zamanını markajcısı Can B. ile muhabbet ederek geçirdi, bi çayları eksikti.
Erdoğan: İyiydi ya. Pas trafiğini makul, mantıklı şekilde düzenledi.
Ozan: Kendisinden beklenen performansı gösteremese de, ilk puan kaybını yaşasa da halihazırda puan tablosunun yenilgi yüzü görmeyen tek elemanı durumunda.
K. Kerem: Savunmada başladığı oyunu orta sahada sürdürdü, yer yer ilerde gözüktü. hasılı her tarafa yetişmeye çalıştı ama çabası galibiyete yeterli olmadı.
Hamit: Fenerbahçesinin kupa yenilgisi moralini biraz bozsa da görevini yaptı, oyun disiplininden kopmadı.
Sami: Attığı gollerle skora yaptığı katkı yıldızını parlattı. Oyundan kopmayan isimlerdendi.
V. Kerem: Son müdahaleleri yerindeydi, zamanlaması iyiydi. Otoriteler ileriye doldurduğu topların genelde auta çıkmasını basınç ölçerin kaybolması nedeniyle topun yamukluğuna bağlıyor. (Sahi o alet kimdeyse getirsin yahu!)
Önlüklüler:
Can: Maç boyunca hafta içinde bir dişçide bıraktığı 20'lik dişinin eksikliğini hissetti. Takım savunmasını iyi yapan isimlerdendi, aynı etkiyi hücumda gösteremedi.
Kıvanç: Etkisiz bir gününde olmasına rağmen iki asist yaptı. Umut Bulut sever insan olarak hücum hattında arkadaşlarıyla uyumsuzluk içinde olduğu gözlendi.
Lömer: Yapılan basit hatalar yılların teknik adamını neredeyse delirtecekti, bağırmaktan bir hal oldu. Kendi bölgesinde ise az hatayla oynadı.
Suat: Defansı toparlayan isimlerdendi ama o da hücumda yeteri kadar etkili olamadı.
Atilla: Keşiflere olsun, alemlere olsun ara verip sahalara dönmesi memnuniyetle karşılanırken attığı golle daha sonra yenilecek goldeki hatasını telafi ettiğini iddia etti. Enteresan bir insan.
Bahadır: Fener'in kupa şampiyonluğunu hiç göremeyen isimlerden olan genç oyuncu istediği pasları alamadı, istemediği pasları zaten vermedi.
Gemal: Takım kaptanlığına soyundu, kıllı bacakları ortaya çıktı. Daha ziyade kendini takımı motive etmeye verdi.
Müçü: Bütün çabalara rağmen motive olamadı, olur gibi oldu olamadı, tam olacakken pas alamadığı için olamadı, olmamışken zaten pas alamadı.