30 Nisan 2014 Çarşamba

Eşbaşkan Kıvanç Bey testinde yüzde yüz başarı sağlayan Osman Bey ve İnanç Bey'i tebrik ederiz.

30.4.2014 Tarihli Müsabaka KADROSU ve KAPTANLARI

Bilgilendirme: Bayrampaşa tesis müdürümüz Pazartesi günü Suat Bey'i arayarak, yapılagelen bir turnuvayı mazeret gösterip bu haftaki maçı tehir etmemizin mümkün olup olmayacağını sormuş, Suat Bey bu talebi sert bir şekilde geri çevirmiştir. Kendisine bu güveni veren yüksek iştirakkâr futbolcu kardeşlerimizi candan ve kıvançla kucaklarız.

(yönetim)

Bu hafta da 14 kişilik başvurular eksiksiz tamamlanmıştır. Kaptan adayı olarak 14 kişinin tamamının katıldığı kaptanlık kura çekimi, Seda Hanım ve Suat ve Hasan beylerin gözetiminde yapılmıştır. Kura sonucunda Erkan Bey (İlk seçici) ve Cem Bey seçilmişlerdir.

Buna göre müsabaka kadro listesi ve kaptanlar aşağıdaki şekilde teşekkül olmuştur:


Erkan ve Cem Bey'i ancak tesislerde bir araya getirebileceğimiz için takımların nihai teşekkülü Bayrampaşa tesislerimizde meydana çıkacaktır. İyi maçlar diler, teşekkür ederiz.

Not: Suat Bey bu hafta da kaleci olarak görev yapacaktır.

28 Nisan 2014 Pazartesi

Ek YASA TASARISI Önerisi

Çok değerli İletişimsporlular,

Kamuoyu, geçtiğimiz hafta yayımladığımız ankette, Hüsnü-Kıvanç ikilisi birlikte oynamazlar şeklinde bir irade beyan etmiştir.

Kendini, camianın her türlü sıkıntısına çare bulmaya adayan demokratik yönetim, meseleyi enine boyuna düşünmüş ve sistemi bozmaksızın, ek bir yasa tasarısı gündeme getirmiştir. Üzerinde saatlerce çalışılan tasarı, yönetim bünyesinde oy birliğiyle kabul olunmuş ve sıra camianın onayını sormaya gelmiştir.

Öncelikle tasarıyı açıklayalım:

Hüsnü-Kıvanç ikilisi; her ikisi birden genel kadroda olduklarında, adları seçicilerin takımları kuracakları listeden çıkartılacak ve ulu önderimiz Hüsnü Paşa ilk seçiciye verilmek üzere her iki takıma yerleştirileceklerdir. Seçiciler, bunun üzerine, kadrolarını kalan listeden kuracaklardır.

İkisinden birinin kadroda olmadığı durumda, bu kural uygulanmayacaktır.

Aynı şekilde, ikisinden biri kaptan seçildiği takdirde, bu kural uygulanmayacaktır.

Tasarıyla tek amaç İletişimspor futbolunun daha ileri noktalara taşınması, birtakım memnuniyetsizliklerin giderilmesidir. Sonuçta yönetim, sizler için vardır.
 
Sevgili camiamızı demokrasiye sahip çıkmaya ve bu yasa tasarısını fire vermeksizin kabule davet ediyoruz. Esenlik dileklerimizle.

Genç Eşbaşkanlar

Kıvanç & Can



30.04.2014 tarihli başvuru formu kapanmıştır

24 Nisan 2014 Perşembe

Tribün Eksperi Abbas / SİSTEM SORUN ÜRETİYOR

Abbas Balaban
Bir dönem Sergen'le Hagi, bir dönem Sergen'le Tümer birlikte oynar mı, oynamaz mı! Futbolun ürettiği en felsefi problematik: Hani düşünsel derinliklerde boğulasım var diyorsanız, tam size göre.

Benim aslında ilk hatırladığım, Şifo Mehmet'le Ayhan Akman'dı: Ayhan Gaziantep'ten, on numara mevkiinden, Beşiktaş'a geldiğinde Şifo Mehmet'le birlikte oynayıp oynayamayacakları sadece kahvehane köşelerinde değil, en ciddi gazetelerin spor servislerinde de hararetli tartışma konularının başında geliyordu.

Ayhan az futbolcuya nasip olan bir akla sahip olduğu için daha o günden itibaren o mevkide herhangi biriyle birlikte oynama şansı olmadığını idrak ederek, kademe kademe ön libero denen yere kadar geriledi ve yok olup gidecek yüzlerce futbolcudan biri olmak yerine takdire şayan bir kariyer yaptı kendine.

Bugün futbolun en güncel ve derinlikli sorusu, Hüsnü Paşa'yla Nartallo kılıklının bir arada oynayıp oynamayacakları. Benim görüşümü bilirsiniz, Nartallo kılıklıyı değil forvette, küvette bile oynatmam ben. 

Ama şartlar buysa, İletişimspor camiasının elinde resmi forvet lisansı taşıyan iki futbolcudan biri o ise, yapacak bir şey yok. Haftalardır maçın yıldızlığını kimselere kaptırmayan Sezar Bey'in ne eksiği var diye sormak, onun hakkını aramak, 1 Mayıs'ta Taksim meydanını istemek gibi sonuçsuz ve abes bir dilek olmakla kalıyor.

O zaman şunu soracağız elbette: Madem forvet oynama hakkı olan epitopu iki futbolcumuz var, neden dört haftadır bu ikisi aynı takımda yer alıyor? Soruya ek: bu dört hafta boyunca, tüm maçları kaybetmeleri tesadüf mü?

Yönetime tavsiyem: seçicilere şart getirin, ilk haklarında ikisi de iki forvetten birini almak zorunda olsun, aksi takdirde daha çok kadrolar, bu ikiliyi sırtlarında taşımak zorunda kalıp, sinir harbi yaşar, yıpranır. Benden söylemesi.

2014 17. Hafta Puan Durumu



23 Nisan 2014 Çarşamba

17. hafta müsabakası KADROSU ve KAPTANLARI

23 Nisan gibi bir tatil gününde tam katılım sağlamanın kıvancını yaşamaktayız (bir sonraki icraatın içinden'de bu konuyu ele alabiliriz). Futbolcu arkadaşlarımıza candan teşekkürlerimizi sunarız.

Bir dışarıdan katılım nedeniyle 13 kişilik kaptanlık seçiminden, ilk seçim hakı Kadir beyde olmak üzere Kadir ve Ozan beyler çıkmıştır. Kadrolar Bayrampaşa Tesislerimizde nihai şekle kavuşacaktır.




18 Nisan 2014 Cuma

Mahmut Bavulsu Bildiriyor / HOCAEFENDİ SUÇÜSTÜ GÖRÜNTÜLENDİ

Mahmut Bavulsu
Fazla söze gerek yok. Mahmut Bavulsu'yu tebrik etmekten başka. Bu kez büyük bomba patlıyor. Binbir zorluğu aşarak, kameramanıyla birlikte Hocaefendi'nin inine giren Bavulsu esrarengiz ilişkileri ve para alışverişini görüntüledi. Görüntülerde hocaefendinin oldukça genç ve sağlıklı görünmesi dikkat çekerken, Hüsnü Paşa'nın adeta burnunun dibine kadar sokulmuş olduğu da gözlerden kaçmadı...   
Şimdi, bu haber üzerine Pensilvanya'dan nasıl tepkiler geleceği merak konusu. Hükümet yetkilileri ise görüntülerle ilgili olarak, "Bunları zaten biliyorduk, iş ispata kalmıştı, o da oldu artık. İnlerine gireceğiz dedik, girdik. Artık taviz yok, mücadelemiz kararlılıkla sürecek. Bundan sonrası kamuoyunun takdiridir," demekle yetindi. Soru almak istemediğini söyleyen yetkili, "Neyin, ne olduğu ortada arkadaşlar. Kamuoyu takdir edecektir, bu konuda fazla konuşmak istemiyorum," dedi.



17 Nisan 2014 Perşembe

Tribün Eksperi Abbas / EBEDİ DOSTLUKTAN EZELİ REKABETE

Abbas Balaban
Bu hafta adeta bir derbi maçı oynanacağı için, herkes kadar ben de heyecanlıydım. Müçü-Sezar rekabeti, şöyle bir baktığınızda, ülkemizin kuruluş yıllarına uzanan bir rekabet; bir yandan maçın nasıl olabileceği üzerine kafa yorarken bir yandan da bu ezeli rekabetin geçmişini araştırmak için milli kütüphanenin tozlu raflarında aldım soluğu.

1930'lu yıllar... Henüz cumhuriyetimiz yeni kurulmuş. O zamanlar Sezarbey maçlarını Şeref Stadyumu'nda oynuyor. Müçü bey ise, Topçu kışlasının avlusundaki Taksim Stadı'nda.

Taksim Stadındaki müsabaka

O zaman tabii, bugünkü gibi rekabet dostluk sınırlarını aşıp düşmanlıklar doğurmaya başlamamış. Örneğin 22 Kasım 1934 tarihli bir müsabakadan evvel Sezar bey Güllüoğlu'ndan bir kutu baklava hazırlatıp öyle gidiyor deplasmana.

1942 senesinin Mayıs ayı, bu sefer Sezar Bey ev sahibi... Otobüs seferlerindeki aksama nedeniyle Müçübey'in takımı maça üç eksikle gelebiliyor ancak, Sezar bey de bunun üzerine üç oyuncusunu oyuna sokmuyor. Ve o maç, berabere bitiyor sevgili okurlar.

1950'lerde de tarihe geçmiş maçlardan bir tanesi var: 57 senesinin Şubat ayı: Sezarbey, bizzat attığı 7 golle Müçü beyin takımını 7-1 yener o soğuk şubat gününde. Maç sonunda Müçü bey futboldan çekilme kararı verir. Ama Sezar bey onu geri döndürür. Şöyle der: "Bu memlekette futbolun ikinci bir adı yok, Müçüsüz futbol bayraksız bir millet demektir." Ve Müçübey bırakmaz.

Ezeli dostluk...
Almışlı yıllar Müçübey'in alt liglere düştüğü bir dönem olduğu için bu ezeli rekabete uzunca bir mola verilir. Fakat yetmişlerin ikinci yarısında ikili yeniden buluşur: 16 Mart 1978!

Ü.K.'nın ve Hüsnü Paşa'nın sahne aldığı o meşhur maç. Sezarbey'in takımı bu iki yıldızın golleriyle rakibini 6-4 yener.

80'lerde rekabetin iyice kızışmaya başladığını görüyoruz. Ama hâlâ dostluk kendi zeminini kaybetmemiştir.

90'lar, ah o Yeşilyurt'lu yıllar... Ardından 2000'ler, Ataköyler, nihayet Bayrampaşa günleri. Ezeli dostluğun endüstriyel futbola yenildiği, her şeyin galibiyet üzerine kurulduğu o korkunç dönem... Evet, kuşkusuz şimdiki hükümetin iktidar dönemi!

Neyse, bu koşullarda hırçın bir maç beklentisiyle, tozlu arşivlerden çıkarken baktım ki, saat geç olmuş. Taksi maksi hak getire, tüm çabama rağmen maça yetişemedim. Stada vardığımda futbolcular soyunma odasına yönlenmişlerdi. Anladığım kadarıyla, yine bu hükümetin ruhuna uygun, akılda kalmayacak bir maç olmuş. Sezarbey'in galibiyet hanesine bir maç daha eklenmiş.

2014 16. hafta puan durumu



16 Nisan 2014 Çarşamba

16.04.2014 tarihli müsabaka KADROSU ve KAPTANLARI

Baharla birlikte çiçekler açar; bizim çiçekler de baharla birlikte açtılar maaşallah. Yılın 16. müsabakasında 16 kişilik başvuru gerçekleşti. Yine de yönetim, en zor zamanda kadroya destek vermeyen bu firarileri cezalandırmak yerine, 16 kişilik kadroyla herkesi oynatma yoluna gitmiştir. Bu kararından dolayı da çeşitli odaklardan ve muhtemelen Pensilvanya'dan hakaret boyutuna varan eleştiriler alacağı kesindir. Yine de, yönetim bu kararının arkasında dimdik durmakta ve protestocuların üstüne kararlıkla gitmeye niyetli olduğunu bildirmektedir.

16 kişilik katılımla yapılan çekilişte, aşağıda görüldüğü gibi, ilk seçme hakkı Sezar Bey'de olmak üzere, Sezar bey ve Müçü bey seçilmişlerdir.

Kura sonucu Sezar ve Müçü beyler seçilmiştir.

Bu durumda oluşan kadro, aşağıdaki gibidir:


Bu ilginç sonuç, kimi art niyetli odaklarda ve Pensilvanya'da şüphe uyandıracağı için, yönetim, çekiliş tutanağını, şahitlerin ıslak imzalarıyla yayımlamayı da görev bilir.

Çekiliş Tutanağı.

14 Nisan 2014 Pazartesi

İCRAATIN İÇİNDEN

aziz İletişimsporlular, hepinizi en içten duygularımızla selamlıyor, sağlık ve afiyet temenni ediyoruz.

muhterem dostlar, 

aylardır yürütülen medenileşme hamlemize yapılan saldırıların ardı arkası kesilmiyor. top lobisi, kale lobisi, halı lobisi, langırt lobisi hepsi birden hükümetimize hücum emri almış, saldırıyor. bir yandan Pensilvanya süsü verilmiş Cihangir'den ateş edenler, diğer yandan içimizdeki İrlandalılar; cepheler açılmış, silahlar susmuyor.

oysa biz, sessiziz. "lafımız icraatımızdır" diyoruz. şanlı kumadanımız Hüsnü Paşa'nın göstediği ilkelerden  ancak iyilik, güzellik, doğruluk yönünde sapacağımızı (ki onlarda da yine Paşamızın hadislerinden yararlanmaktayız), başka türlüsünün mümkün olmadığını herkes biliyor. öyleyse neden bu saldırılar?

çünkü kardeşler,
bazı çıkar gruplarının inlerine girme hazırlığındayız. hepsini temizleyeceğiz. yeni kanunların hazırlığı tüm hızıyla sürüyor. herkes müsterih olsun.

sizleri o çok eleştirilen "adam alma sistemi"nin nasıl işlediği açıkça gösteren bir videoyla başbaşa bırakırken esenlikler diliyoruz...

Tanrı İletişimspor'u korusun ve yüceltsin, dinimiz, amin!

Can & Kıvanç



16.04.2014 tarihli müsabaka başvuruları KAPANMIŞTIR

11 Nisan 2014 Cuma

Hurşut'ça... / BALABAN BİR TETİKÇİYE FIKRA

Hurşut Atamayır
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi bulmuş. Adam sağır dilsizmiş. Çünkü baba, tetikçi yakalanırsa polise bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyormuş. Günlerden bir gün ödemeler gecikince baba, tetikçiyi odasına çağırtmış, tabii bir de işaret dilini bilen tercüman gelmiş. Tercüman işaretle  "Para nerede?" diye sorunca sağır dilsiz tetikçi işaretle yanıt vermiş: "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum." Tercüman, babaya "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş" deyince baba 38'liği çekip sağır dilsiz tetikçinin kafasına dayamış: "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman yine sorunca bizim sağır dilsiz tetikçi kan ter içinde işaretle yanıt vermiş: "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda." Baba, tercümana "Ne söyledi?" demiş. Tercüman yanıtlamış: "Dedi ki, hala neyden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz (afedersiniz) göt  istermiş."

yazıya fıkrayla başlamak adetim değildir, yazıda fıkra kullanmak da adetim değildir, sevmem."e, peki bu ne?" diyenlere, "Onu da tetikçilik yapanlara sorun" derim.

biz ne ateşlerden geçmişiz, ne yangınlar görmüşüz. sözde özünden veren, memur kılıklı fotoğraflarıyla kendilerini kamufle edenlerin telifi bir gün yatmayınca ortalığı nasıl birbirine kattıklarını, ne galiz küfürleri savurduklarını yakından biliriz. gelene "ağam", gidene "paşam" diyen bu  "iri, büyük, şişman, gürbüz" (ki sözlüklerde "balaban" kelimesinin karşılığında bunlar yazar) tetikçiler her devirde var olurlar. onlara aldırmadan yolumuza devam ederiz.

neymiş efendim sistemde revizyon gerekiyormuş, neymiş efendim kağıt üstünde kazanır denilen hep kazanıyormuş. bu yönetimin hatasını, yanlışını yüzlerine çarparım ama demokratikleşme hamlelerini sonuna kadar desteklerim. senin seçicilerin doğru dürüst adam alamıyorsa bunun sorumlusu sistem midir? senin topçu dediklerin dörtten sonra beşin geldiğini, sayı saymayı bilmiyorsa bunun sorumlusu sistem midir? sen onca altyapı hamlesi yapıp bir skorbordu tamir ettirmiyorsan (yönetime sesleniyorum) bunun sorumlusu sistem midir?

yönetime sesleniyorum, askerlik yapmadığınız için ("bedelliyle yırttılar" söylentisi var) bilmezsiniz, bir adama verirsin görev, "sen" dersin, "televizyonu bekleyeceksin" o hesap, ver bir topçuya görev, de ki, "sen skoru tutacaksın arkadaş" bak bakalım bir daha karışıklık oluyor mu? olmaz, olabilemez.

açıkça söylüyorum, bu sistem muasır medeniyetlerin sistemidir. buradan geri dönülemez. dönülürse darbecilerin ekmeğine yağ sürülür (bize darbeci, ordu şakşakçısı diyenler utansın. biz iyinin, güzelin, doğrunun peşindeyiz). o zaman sizi savunmak da yine bize düşer, bakmışsınız ki tetikçileriniz çoktan "bu adamları kadroya almayın" korosuna katılmışlar bile...

maçtan da söz edeyim mi iki satır? Osmanbey'in takımı kaybetti, yenildi ama ezilmedi. daha ne olsun?  

10 Nisan 2014 Perşembe

Tribün Eksperi Abbas / SİSTEME RÖTUŞ ŞART GÖRÜNÜYOR

Abbas Balaban
Futbol yazarlığı her önüne gelenin becereceği iş değildir. Öncelikle insanın yaptığı işe saygı göstermekliği gerekir. Bu da öyle üç haftada bir afedersiniz yırtık dondan fırlar gibi peyda olup, iki paragraf yokluğuna mazeret uydurup sonra da işini özveriyle ve muntazaman yapan meslektaşlarına küfrederek olmaz.

Siyaset yazarlığı özlemi hiç bitmeyen, ama siyaset adamlarının her birine yaptığı bütün yalakalıklara rağmen futbol yazmaktan öteye gidemeyenler, ekseri, orta yaşı geçtiklerinde asabi adamcağızlar olurlar. Früstrasyon insanı kemiren bir duygudur.

Onun için İletişimspor'un yayın organında şu ya da bu aralıklarla zuhur eden ve başta şahsıma karşı saldırganca ifadeler kullanarak dikkat çekmeye çalışan kıymeti kendinden menkul "yazıların" ardındaki üç günlük tıraşlı, alkol ve sigarasının köhürtüsünde eriyip giden silhueti hiç ciddiye almıyorum, sevgili okurlar.

Bizler güzel oyunun ve güneşli günlerin peşindeyiz.

Bu hafta, kaptanlık görev emri Kerem L. ve Osman beylere verilmişti. Osman bey, daha kâğıt üstünde maçı kaybetti. Kerem L. ilk seçim avantajını gayet iyi kullanmış ve güçlü bir takım yaratmıştı. Bu durum sahaya da yansıdı.

Son anlarda skor üzerine bir anlaşmazlık nedeniyle yaşanan gerginlik dışında, dostça ve centilmence bir mücadele oldu. Beklendiği gibi, Kerem L. beyin takımı maçı kazandı. Ancak müsabaka sonrasında, yeni sistemle ilgili bir huzursuzluk olduğu kulağıma çarptı.

İkinci ayını doldurmaya yaklaşan yeni sistemde, henüz denk kadrolar çıkmamış olması, bütün müsabakaları, başlamadan evvel kâğıt üstünde bariz kazanır görüntüsü veren takımın istisnasız kazanmış olması, camiada bazı homurtulara neden olmuş.

Hükümete yakın kaynaklarım ise, hükümetin önümüzdeki dönemde yeni bir referandum vasıtasıyla, sistemi bir kez daha halka onaylatmak üzere hazırlıklar yaptığını söyledi kulağıma. Doğru mudur bilemem, ama kaynağım (M.B.) güvenilirdir.

Ben biraz daha beklemek taraftarıyım naçizane. Bazı aksaklıklar olduğu doğru. Benim hükümete önerim, daha dengeli kadrolar için, ilk seçim hakkını, kaptanlar arasındaki güç dengesinde zayıftan yana kullandıracak bir ek yasa çıkarmaları olacaktır. Bunu çaktırmadan nasıl yaparlar, onu da Hurşut efendi söylesin artık.

2014 15. hafta puan durumu



9 Nisan 2014 Çarşamba

09.04.2014 tarihli müsabakanın ESAME LİSTESİ ve KAPTANLARI

2014 yılının Nisan ayının ikinci haftasında ilk defa tam on dört kişilik başvuru gerçekleşmiştir. Yapılan çekiliş sonucu ilk seçim hakkı Kerem L. bey'de olmak üzere KEREM L. ve OSMAN beyler kaptan seçilmiştir.

Kaptanlar genel merkezimizde olmadıkları için takım kadroları maç saatinden hemen önce BAYRAMPAŞA tesislerimizde teşekkül buyuracaklardır.

* Suat bey kaleci olarak iştirak edecektir...


7 Nisan 2014 Pazartesi

Hurşut'ça... / ŞAİBELİ VEFAYA HAYIR ya da ERDOĞAN'IN SUÇU NE?

Hurşut Atamayır
13 Mart'ın üzerinden neredeyse bir ay geçmiş. son yazımın tarihi. o tarihten sonra neler olduğunu tane tane anlatmaya kalksam roman olur, o yüzden hızlıca anlatayım: önce Bursa'daydım. memlekette İstiklal Marşı'nı en iyi okuyan teknik direktör Daum beyin koltuğu sallanırken, Bursa yönetimine yeni teknik direktör arayışları konusunda yardımcı oluyordum. benim önerim, İletişimspor bünyesindeki isimlerden Ümit Metin beydi. Ü.M. kitap okumaktan fırsat bulup Bursa'ya gelemedi, onlar da başka bir hocayla anlaştılar. işin peşini bırakmadım; allem ettim kallem ettim onu Gaziosmanpaşa'nın başına geçirdim, eh bir hafta da buna gitti.

derken, memleket seçim sath-ı mailine girdi. "seninle ne alakası var" diyen gençler olabilir, "politika bizim işimiz" cevabını veririm: TİP'in kurucularındanım. sonra Zincirbozan'da Süleyman'la birlikte yattık (kırk yıllık arkadaşıma tabii ki ismiyle hitap ediyorum), Turgut'la (cevval bir çocuktu ama futboldan pek anlamazdı) ANAP'ı kurduk, rahmetli Bülent'in (London School Of Oriental and African Studies'den arkadaşımdır, Sanskritçeyi birlikte öğrendik) başbakanlığı döneminde Spor-Toto Teşkilatı'nda naçizane görev aldık. nitekim onun ölümünden sonra bırakmıştım politikayı.

heyhat, Sinop'taki Beyoğlu'na dair yazdığım yazıyı okuyan Sinoplular sağ olsunlar, tutturdular "Gel başımıza geç" diye. bütün partilerden teklifler aldım, hepsi "takımı da sana emanet edeceğiz, hedef önce 3. lig, 5 yıl içinde de Avrupa Şampiyonluğu" diyor... doğrusu, kafam epey karıştı ama sonuçta anladım ki, İletişimspor'a yazmak benim artık hayattaki tek işimdir. buradaki hürriyeti bana hiçbir mevki, makam veremez. "hayır" dedim. "ben", dedim, "alışmışım artık ağzıma geleni korkmadan yazmaya, söylemeye". yine de tabii seçim sonuna kadar oradaydım, malum seçimlerde şaibe iddiaları almış yürümüş durumda. velhasıl, 326. sayımın sonunda belediyeyi kazanan belli olunca yazılarıma dönmeye karar verdim, fakat ne göreyim?

"ne gördün" diyenlere, "sözümü kesme de dinle, benim gördüğümü sen görmüyor musun" diyorum. bir topçuya vefa adı altında şaibenin, skandalın tillahı İletişimspor'a sızmış!!!

ağzıma geleni yazarım, korkmam: eyyyy federasyon, eyyyy genç hükümet, sen kimsin ki sahaya adımını atmamış bir topçuyu haftanın yıldızı diye seçiyorsun?

Kerem Ü. tamam iyi topçudur, İletişimspor forması altında cansiperane mücadele ederken sakatlanmıştır ama kardeşim yaparsın bir tören, verirsin eline plaketini, edersin teşekkürünü. yazık değil mi, maçta formasını ıslatan Angaralı Kıvanç'a, sakat sakat maça çıkan Suat efendiye, topu mükemmelen şişiren Müçübey'e?

eyyyy yönetim, sen milletin oyunu nasıl manipüle edersin? madem öyle, sakatlanıp takıma veda eden Kır Saçlı Prens Erdoğan beyi neden maçın yıldızı olarak seçmediniz şimdiye kadar? onun günahı neydi? adının Fatmagül olmaması mı? kendisi için Abbas Balaban gibi lobi faaliyeti yapacak birinin olmayışı mı?

yönetime açıkça sesleniyorum: biz yıllarımızı basın emekçiliğine, siyaset hamallığına vermişiz. İletişimspor futbolunu da sizin gibi yeni yetmelere bırakacak değiliz, hiçççç kusura bakmayın...

09.04.2014 tarihli müsabaka başvuruları KAPANMIŞTIR!

4 Nisan 2014 Cuma

İletişimspor'da yeni bir "süper güç" mü doğuyor

Mahmut Bavulsu
(BAYRAMPAŞA) İletişimspor teritoryasında geçmişten bugüne etkin bir yeri olan Abbas sülalesinin yeri bugünlerde tartışılır hale geldi.

Hükümet kurulduğundan beri Abbas sülalesinin lideri Hüsnü Paşa geri planda kalmaya özen gösteriyor. Fakat geri planda da olsa kamuoyu Abbas sülalesinin varlığından her daim güç almış, kendini güvende hissetmiştir. Maalesef bir süredir, sülalenin ciddi biçimde kan kaybettiğini, acil bir durum olduğu halde bile müdahale edecek gücü kalmadığını söyleyen bir grup var. Bu haftaki müsabaka esame listesi ortaya çıktığında bu görüş kamuoyunda da etkinlik kazandı. Bazı vatandaşların huzursuz olduğu gözlemlendi.

Bilindiği gibi Abbaslar bünyesinde bir süredir bir karmaşa yaşanıyor. İletişimspor teritoryasının etkili isimlerinden Sami Abbas iş nedeniyle devamsızlık yapmaya başlayınca gözden düşmüş, bu arada Kadir Abbas'ın konumu ağırlık kazanmaya başlamıştı. Ozan Abbas'ın aniden okula gönderilmesi, Bahadır Bey'in kronik topuk rahatsızlığı ve Hüsnü Paşa'nın bile son zamanlarda sıklaşan Sapanca ziyaretleri nedeniyle, temsiliyet düzeyinde gedikler verildiği biliniyordu.

Bu haftaki esame listesi açıklandığında ise derin bir şok yaşandı: Hüsnü Paşa, Bahadır ve Kadir'den ibaret Abbas sülalesinin karşısında, Fırat Deniz, Resul Deniz, Kadir Deniz ve Hasan Deniz'in yanı sıra, izleyici konumunda da olsa, Deniz Deniz isimli şahısın iştirakiyle, Abbaslar azınlıkta kalmıştı.

Müsabaka herhangi bir müdahale olmaksızın oynandı.

Fakat müsabaka sonrasında, esame listesini gören Hüsnü Paşa'nın derhal kurmay heyetini topladığı ve bu gidişata bir son vermek üzere kollarını sıvadığı gelen haberler arasında. Alınan bir dizi tedbire göre Ahmet Abbas'ın yeniden golcü olarak rehabilite edilmesi, yanı sıra Bahadır Bey'den bir çocuk yapması ve ismini Abbas koyması istendi.

Paşa'nın, Ozan Bey'in okulla ilişkisinin derhal kesilmesi emrini verdiği, ancak Ozan Bey'in bu durumdan hoşnutsuz olduğu söyleniyor.

Öte yandan Deniz sülalesinin ilerleyişini önlemek üzere hükümete bir telgraf gönderildiği de kulislerde konuşuluyor.

Deniz aşiretine yakın kaynaklara göre ise, hadiseyi, aşiretin Kadir Abbas hamlesine karşı Kadir Deniz'i özellikle seçtiği şeklinde okumak gerekiyor.

PEKİ HÜKÜMET KANADI NE DİYOR?

İletişimspor hükümeti eşbaşkanlarından Kadir Kıvanç Bey, geçtiğimiz hafta bir açılış vesilesiyle bir araya geldiği basın mensuplarına "bu tarz çekişmelerin içine çekilmek istenmelerinin ardında kasıt aradıklarını" ifade etti. Kurucu Abbas sülalesiyle iyi ilişkilerinin asla bozulamayacağının altını çizen Kıvanç Bey, Kadir Deniz'i resmen tanımadıklarını söyledi. "Kadir deyince, biz Kadir Abbas'ı anlarız" diyen eşbaşkan, "sözde Kadir Deniz" konusundaki tavırlarının net olduğunu, Hüsnü Paşa'nın İletişimspor'a hizmetlerini aynı yolda ilerleyerek artırmak istediklerini açıkladı.

Öte yandan, eşbaşkanın adının da Kadir olması ve bir süredir kardeşi İnanç Bey'i kadroya aldırmış olması bazı kesimlerin tepkisini çekiyor. Ümithocaefendi çevresinde örgütlenen bu kişiler, İletişimspor'un gidişatını iyi bulmadıklarını, maçlara gelmek için Hüsnü Paşa'ya telefon etmenin daha doğru olacağını söylüyorlar.

3 Nisan 2014 Perşembe

Tribün Eksperi Abbas / VEFA

Abbas Balaban
Kaptanların Suat ve Hasan seçildiğini duyduğumda bir gülme geldi, ne yalan söyleyeyim.

Ezeli rekabeti bu boyutlara taşıyan yönetimi kutlayasım geldi.

Evet itiraf edeyim, önce bir özür dilemem gerekiyor.

Federasyonun yeni sistemini eleştirdim bu sütunlarda.

Ancak gün geçtikçe görüyoruz ki, her şey genç çocukların ön gördüğü yolda gidiyor.

Evet, önce birtakım aksaklıklar oldu.

Önce Fırat bey takım kurdu, başarısız oldu.

Ama ikinci hakkında başarılıydı.

Sonra Hasan Bey kötü kadro kurdu.

Dün yine onun seçildiğini duyunca eyvah dedim.

Hele kadroları görünce endişem bir kat daha arttı.

Ama maç başlayınca gördüm ki, Hasan bey iyi kadro kurmuş.

Çok çekişmeli bir maç oldu.

Hasan beyin takımı oyuna hâkimdi.

Tam 5-4 kazanıyorlardı ki, gençlik heyecanı, müdafayı unutma gafletine düştüler;

Son dakikada iki gol birden yiyip 6-5 mağlup oldular.

Şimdi kimi diyecek ki maçın yıldızı iki gol atan Fırat...

Bir diğeri, Erkanbey müthiş oynadı diyecek.

Mağlup takımdan adam seçmeye kalkanlar olacak.

Ama benim gönlümde bambaşka bir isim var!

Müsaade edin açıklayayım:

Bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş...
Kalbimizdesin

Kerem kardeşim azmetti ayağımı skiyim diye.

Her maç, her maç söyledi durdu...

Sonunda başardı.

Hem menüsküsü yırttı, hem yan bağlarını...

Hem de kemiğine zarar verdi.

Geçmiş olsun kardeşim.

Yıldızımı sana veriyorum.

2014 14. hafta puan durumu



2 Nisan 2014 Çarşamba

02.04.2014 tarihli müsabaka kadro teşekkülü, kaptanlar ve TAKIMLAR

14. hafta müsabakasına 11 kişilik katılım gerçekleşmiştir. Eksik yerler için Resul bey ve Kadir Deniz beye görev emri verilmiştir. Son olarak da, paten kazası nedeniyle iki aydır müsabakalara katılmayan Suat beyin* katılımı gerçekleştirilmiştir (Yönetimimiz, böyle bir günde bile 14 kişiyi tamamlamış olmanın gururunu taşımakta olduğunu gizleyememektedir).

14 kişi tamamlandıktan sonra kaptanlar çekilişi yapılmıştır. Aşağıda, çekilişin videosunu izleyebilirsiniz.



Yukarıda görüldüğü gibi, kaptan çekilişinden ilk konuşma hakkı Suat Bey'in olmak üzere Suat ve Hasan beyler çıkmıştır ve aşağıdaki esame listesine ulaşılmıştır:


Her iki kaptanın da merkez binamızda görevli olması sonucu takımlar müsabaka saati beklenmeden alınmış ve aşağıdaki nihai durum teşekkül olunmuştur. İyi maçlar dileriz.