28 Ocak 2010 Perşembe

27 Ocak / Önlüksüzler 3 - Önlüklüler 9

topun kralı...
- İletişimspor müsabaka tarihinin en kalabalık günlerinden birini yaşarken soğuk havaya rağmen karşılaşmaya gösterilen yoğun ilgiyi başkan Hüsnü Abbas'ın "kötü düşünecem" açıklamasına bağlayanların sayısı azdı. genel görüş, katılımcıların, faaliyete geçtiğinden beri kamuoyunun sesini duyurmayı kendisine görev edinmiş ve geniş bir halk desteği kazanmış İletişimspor Blogculuk yayınında küçük de olsa görünebilmek, bir fotoğrafını koydurabilmek için soğuk havaya aldırış etmedikleri yönündeydi.


- Müçteba A.'nın dünya standartlarında bir hizmet olarak takıma kazandırdığı topa gösterilen ilgi büyüktü. herkes şurasından burasından topa ellemek isterken, Müçteba'nın "Daha bitmedi bi de buna bakın" diyerek ortaya çıkardığı "basınç ölçüm aleti" ayrıca sansasyon yarattı.

- genç oyuncular Özgür-Buğra ikilisinin kadrodışı bırakılması bazı oyuncuların morallerini bozarken, Buğra'nın fotoğraf çekimi için sahaya gelmesi, "Ben bu takımda bana verilecek her görevi yaparım arkadaş, basamakları teker teker çıkarım" haykırışı, gençlerden umutlarını kesenlerin gönlünde bir sıcaklık yarattı.

- ihtimal soğuk nedeniyle sahaların hepsinin boş olması, İletişimspor'dan önce maç yapan takımların futbol aşklarındaki kaypaklığı gözler önüne sererken, halı saha sahibinin bu aşka sahip çıkıp saha ücretinde hiçbir indirim yapmaması tepki çekti.


tek seçici: Doğan Ç.
Önlüklüler: Doğan Ç., Kerem L., Can B., Suat A., Atilla L., Hüsnü A., Ümit K., K.G.G., Sami A.
Önlüksüzler: Ender Ö., Kerem Ü., Hasan D., Bahadır A., Kıvanç K., Erdoğan Ö., Hamit B., Müçteba A., Sezar A.

maçın özeti
maç öncesinde sahadaki kalabalığa bakarak müsabakadan 0-0, 1-0, 2-1 gibi bir şampiyonlar ligi skoru bekleyenler daha ilk 5 dakika içinde yanıldıklarını anladılar. zira Önlüklüler, peşpeşe yapılan savunma hatalarını iyi değerlendirerek farkı bir anda açtılar. sonrasında da bir türlü toparlanamayan Önlüksüzlerin hatalarını iyi değerlendiren Önlüklüler, büyük çoğunluğu savunma hatası kaynaklı, kopya gollerle, aslında çok da iyi oynamadıkları maçta sahadan 9-3 gibi bir skorla galip ayrılmayı başardılar.

karne
Doğan Ç.: geçtiğimiz hafta yaptığımız "maç eksiği göze çarptı" değerlendirmesine çok alınmış olacak ki, resmen evde çalışıp gelmiş. yaptığı birbirinden güzel kurtarışlarla "man of the match" olmayı hak eden bir oyun sergiledi.
Kerem L.: çalışkanlığıyla bilhassa takımının ataklarında rol oynadı.
Can B.: maça kanguru derisinden "profesyonel" halı saha ayakkabılarıyla iştirak eden Belge maç boyunca zıplamalarındaki artışla da dikkat çekti.
Suat A.: yaptırdığı penaltı için "ne penaltısı yaaa, ben topa dokundum" şeklindeki itirazlarını hâlâ sürdürdüğü söyleniyor. zaten bu itirazı '90'lı yılların ortasından beri yinelediğini bilenler için enteresan bir gelişme değil.
Atilla L.: maç boyunca yaptığı en sansasyonel hareket Erdoğan'ı kafasından şişlemesiydi.
Hüsnü A.: savunma hatalarını iyi değerlendiren Abbas, golünü de atarak kariyerindeki toplam gol sayısını bir adım daha ileriye taşıdı.
Ümit K.: maçın oynandığı günün doğumgününe denk gelmesi hoş bir sürprizdi. Önlüksüzlülerin maç sonunda yaptıkları, "ÜK'ya bir nevi doğumgünü hediyesi olarak maçı bıraktık" açıklaması pek inandırıcı bulunmadı. öte yandan disiplin işleri sorumlusu olarak şişçi Atilla'ya verdiği konferans da dikkat çekti.
K.G.G.: haftalar sonra döndüğü futbola galibiyetle başlaması moralini düzeltti. topsuz oyunda iyiydi ancak maç eksiği göze çarptı.
Sami A.: savunmada hatasız oynayarak rakip forvetlere gol izni vermedi.

Ender Ö.: mühim bir iki kurtarışına rağmen "kalecilik ontolojisine" fazla dalıp pratiği unuttuğu gözlendi.
Kerem Ü.: asabiyeti son derece düşüktü. maç boyunca uyumsuzluk içindeki takımına moral aşılamaya çalıştı.
Hasan D.: geçen hafta kimseye küsmeyerek tarihe geçen Hasan D., "nasıl olsa tarihe geçtim" diyerek bu hafta da oyun içinde muhtelif küsüşlerde bulundu. yine de çalışkan ve koşan bir isimdi.
Bahadır A.: "iki çalım atalım önümüzü açalım" ekolünün önde gelen temsilcisi, kalabalık karşısında çalımcılık yeteneklerini sergileyemeyince morali alt üst oldu. bir başka küskün olarak gözüktü.
Kıvanç K.: maçtan önceki iddialı açıklamaları yerle bir oldu. maçın sonlarına doğru oyunu iyice serip küskünlükle-adam sendecilik arasında gidip gelmesi dikkat çekti. maçın bitimine 2 dakika kala üstünü giyip, çıkışa yönelmesi oyunu kafasında da bitirdiğinin işaretiydi.
Erdoğan Ö.: yüzüne gelen topa rağmen önlüksüzlerde mücadele eden 2-3 oyuncudan birisi olarak göze çarptı.
Hamit B.: kaptırdığı topların teker teker gol olmasıyla rakip takımın maç sonunda "ulan ne güzel oynadık ha" şeklinde düşünmesine yol açan isimdi.
Müçteba A.: topun sahibi olduğu için bu maçta kendisi hakkında yorum yapmıyoruz. oynatmaz falan.
Sezar A.: öyle ya da böyle attığı gollerle önlüksüzlerin yıldızıydı. maç öncesinde şortuyla bol bol poz verdiği gözlendi.

not: maç esnasında çekilen fotoğraflar henüz karanlık odadan çıkmadığı için değerlendirme yazısını fotoğrafsız yayımlamak durumdayız. fotoğraflar elimize geçer geçmez elbette aktaracağız.

1 yorum:

umit dedi ki...

Bu fotoğrafların henüz çıkamadığı karanlık oda nedir? 20 küsur senelik halı saha tarihimizin hiçbir anında karanlık herhangi bir köşe olmamıştır. Ataköy'de elektrikler kesilir, saha olduğu gibi karanlıkta kalırdı, fakat bu sayılmaz. Karanlık birtakım yerlerden sözetmek, büyük kaptanın "soğukta gelmeyen hakkında kötü düşünürüm"ü karşısında girişilmiş bir şaibe yaratma operasyonuysa biz hepimiz vücudumuzu onun önüne siper ederiz. (Kendi kendime gelin güvey olup buraya direkman yorum yollayabiliyor muyuz diye denemek için ya büyük kaptana yalakalık ya da o şahane topu bize armağan eden yeni emekli mücübey'e methüsena seçeneklerim vardı, ilkini tercih ettim, ileriyi de düşünerek.)
saygılarımla
ük