![]() |
Hurşut Atamayır |
Bombacı Hüsnü, orta yapıyorum diye topa vuruyor gol oluyor. bir karambolde kaleciye bariz faul varken Bombacı'nın oğlu İskoç Ozan topu dürtüyor gol oluyor. bir gol zaten penaltıdan, halı sahada kaç maçta bir nasip olur bir takıma penaltı? önlüksüz Suat efendi havadan gelen bir topa vuramayınca "ben topa vuramazsam elime alırım arkadaş" diyor, hızlıca kullanılan faulden gelen top galibiyet golü oluyor... önlüksüzlerin direkten dönen toplarına, kaçırdıkları şanssız gollere girmiyorum bile. hasılı iyi olan değil, şanslı olan kazanıyor.
tamam rakip çok şanslı ama sen de müsaade etmeyeceksin bazı şeylere efendim. önlüklülerde Hasan diye bir çocuk var misal. maçtan önce almış bir kilo mandalinasını, bir kilo domatesini, çekilmiş bir köşeye yiyor. önlüksüzlerin yetkilileri de seyrediyor. çağırsana federasyonun gözlemcisini, desene "adam bunları bunları yiyor", tuttursana tutanağı. o domateslerdeki, mandalinalardaki hormonların bu adamın oyununa yansıyacağını düşünsene. ama nerdeeee? e adam tabii basmış kendine hormonu, bir pozisyonda topu rakip kalenin önünden aldı, kendi kalesinin önüne kadar gelip tekrar geri döndü. bu sefer de "amannn nasıl olsa başı döner, bırakır topu" demesene, gerekirse üzerine çıkıp dövsene (sporda şiddete karşıyım ama Domatesçi Hasan'ın karate bildiğine, mahallesindeki hırsızları ağızlarını burunlarını kıracak şekilde dövdüğüne dair istihbarat aldım). hoş, adamlar zaten her şeye "faul" demeye, "taça çıktı yaaaa" diye ağlamaya meyilli.
hasılı, adamlar doğru dürüst top oynamadan maçı kazandı. mübarek olsun. alınması gereken çok yol olduğu da böylece ortaya çıktı.
bitirirken gözüme çarpan ince bir detayı da aktarmadan geçemeyeceğim: Angaralı Kıvanç bu sefer Meksikalı süsü vermişti kendisine, üzerinde haç olan bir formayla çıkmıştı sahaya. ayıptır! "burası Müslüman ülke kardeşimmmm" diyen bir Allahın kulu yok mu? nerede bu takımın imamı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder