16 Ocak 2014 Perşembe

Tribün Eksperi Abbas / SOĞUK DUŞ

Abbas Balaban
Maç öncesi Müçü Bey Can Bey’e taktik veriyor, diyor ki: bir tek Hüsnü Paşa’yı ileride bırakıp beş kişi kendi yarı alanımıza çekilirsek, kazanma ihtimalimiz olabilir; rakip çok güçlü, takımlar çok dengesiz…

Kuşlarım bu haberi kulağıma getirdiğinde, karton bardağımla çayımı almış, yerime yeni oturmuşum, henüz dizüstü bilgisayarımı açmış bile değilim.

Derhal kadroları tetkik ediyorum: Müçü Bey’in takımında Kerem L’yi, Can’ı, Ozan’ı, Hasan’ı, Hüsnü Bey’i ve Sezar’ı görüyorum. Rakip? Suat, Fırat, Kıvanç-İnanç kardeşler, Kemal Gökhan Bey… İki de yabancı var, Şiar ve Kadir Deniz…

Evet, rakip daha genç, dinamik, ama bizimkilerin de dirençli bir takım olma şansı var. Bir şartla! Oyun ciddiyeti…

Fakat maç bu ciddiyetle başlamıyor. Ozan efendi, kendini Bahadır Bey’le karıştırıyor olacak, kalecisinden aldığı ilk topla çalıma giriyor ve kaptırıp takımına golü yediriyor. Ha! Topu atan kaleci çok mu doğru atıyor? Hayır ama, Ozan efendi, sen de orada maceraya girmeyeceksin. O topu kaptırırsan, filenden çıkarırsın. İki kere iki dört.

Bereket Kadir var… Bizimkiler Sezar’ın kaptığı topla bir kontratak fırsatı buluyor, Hasan efendi golü inatla atamıyor ama son vuruşunu kaleci vazifesi olmayan Kadir çizgiden elle çıkarınca kazanılan penaltıyı Hüsnü Paşa gole çeviriyor.
İkinci yarıda yine aynı senaryo. Önce 2-1, sonra 2-2… Maç böyle bitecek derken, bizimkilerin yine ciddiyeti kaybettiği, Müçü Bey’le Ozan Efendi’nin sağ kanadı birlikte kapatamadığı bir atakta İtalyan forveti kılıklı Kıvanç 3-2 yapıyor.

İşte futbolu bunun için seviyoruz.

Maçın bitimine 1 dakika kala, imkânsız gerçekleşiyor: Ozan Efendi kendini affettirmek için bireysel ve fiziksel bir mücadelenin sonunda, olmayacak yerden gol çıkarıyor ve eşitliği sağlıyor. Bitiyor mu? Hayır, daha saniyeler var... Paniğe kapılan rakip takım, son topu kullanma sevdasında yüklenirken, ilk penaltının müsebbibi Kadir Bey, bu sefer kaleci vazifesine rağmen orta sahaya kadar çıkıyor, şişirme top Suat’ın başı üstünden aşarken Suat Efendi topu elle tutuyor; böylece kazanılan serbest vuruşu hızlı kullanan Can topu Müçü’ye, o da Hüsnü Paşa’ya aktarıyor; Hüsnü Paşa boş kaleye son golü attığı saniye, maçın da son düdüğü çalıyor.

Takımımızın performansını beğenmemekle birlikte, galibiyet için kutluyorum, yediden yetmişe, bütün futbolcularımızı. Rakibi de, mücadelesinden dolayı tebrik etmek lazım.

Hiç yorum yok: