![]() |
Abbas Balaban |
Maç öncesi Müçü Bey Can Bey’e taktik veriyor, diyor ki: bir
tek Hüsnü Paşa’yı ileride bırakıp beş kişi kendi yarı alanımıza çekilirsek,
kazanma ihtimalimiz olabilir; rakip çok güçlü, takımlar çok dengesiz…
Kuşlarım bu haberi kulağıma getirdiğinde, karton bardağımla
çayımı almış, yerime yeni oturmuşum, henüz dizüstü bilgisayarımı açmış bile
değilim.
Derhal kadroları tetkik ediyorum: Müçü Bey’in takımında
Kerem L’yi, Can’ı, Ozan’ı, Hasan’ı, Hüsnü Bey’i ve Sezar’ı görüyorum. Rakip? Suat,
Fırat, Kıvanç-İnanç kardeşler, Kemal Gökhan Bey… İki de yabancı var, Şiar ve
Kadir Deniz…
Evet, rakip daha genç, dinamik, ama bizimkilerin de dirençli
bir takım olma şansı var. Bir şartla! Oyun ciddiyeti…
Fakat maç bu ciddiyetle başlamıyor. Ozan efendi, kendini
Bahadır Bey’le karıştırıyor olacak, kalecisinden aldığı ilk topla çalıma
giriyor ve kaptırıp takımına golü yediriyor. Ha! Topu atan kaleci çok mu doğru
atıyor? Hayır ama, Ozan efendi, sen de orada maceraya girmeyeceksin. O topu
kaptırırsan, filenden çıkarırsın. İki kere iki dört.
Bereket Kadir var… Bizimkiler Sezar’ın kaptığı topla bir
kontratak fırsatı buluyor, Hasan efendi golü inatla atamıyor ama son vuruşunu kaleci vazifesi olmayan Kadir
çizgiden elle çıkarınca kazanılan penaltıyı Hüsnü Paşa gole çeviriyor.
İkinci yarıda yine aynı senaryo. Önce 2-1, sonra 2-2… Maç
böyle bitecek derken, bizimkilerin yine ciddiyeti kaybettiği, Müçü Bey’le Ozan Efendi’nin
sağ kanadı birlikte kapatamadığı bir atakta İtalyan forveti kılıklı Kıvanç 3-2
yapıyor.
İşte futbolu bunun için seviyoruz.
Maçın bitimine 1 dakika kala, imkânsız gerçekleşiyor: Ozan Efendi kendini affettirmek
için bireysel ve fiziksel bir mücadelenin sonunda, olmayacak yerden gol çıkarıyor ve eşitliği sağlıyor. Bitiyor
mu? Hayır, daha saniyeler var... Paniğe kapılan rakip takım, son topu kullanma sevdasında yüklenirken, ilk
penaltının müsebbibi Kadir Bey, bu sefer kaleci vazifesine rağmen orta sahaya kadar
çıkıyor, şişirme top Suat’ın başı üstünden aşarken Suat Efendi topu elle
tutuyor; böylece kazanılan serbest vuruşu hızlı kullanan Can topu Müçü’ye, o da
Hüsnü Paşa’ya aktarıyor; Hüsnü Paşa boş kaleye son golü attığı saniye, maçın da
son düdüğü çalıyor.
Takımımızın performansını beğenmemekle birlikte, galibiyet
için kutluyorum, yediden yetmişe, bütün futbolcularımızı. Rakibi de, mücadelesinden
dolayı tebrik etmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder