23 Ocak 2014 Perşembe

Tribün Eksperi Abbas / İÇ SAVAŞ

Abbas Balaban
Kuşlarım bu hafta da maç öncesi Müçübey'in girişimlerinden haber getirdi. Saat takribi, 18:35. İki takım karşılaşmanın havasına girmişler. Kadrolar elimde: Önlüksüzlerde Fırat-Bahadır-Hasan-Cem-Hüsnü-Erkan-Kemal-İnanç görünüyor.

Müçübey Can beyin yanına gidip esame listesine itiraz ediyor ve Fırat-Bahadır-Hasan üçlüsünü ayırmak gerektiğini, bu şekil çok güçlü olduklarını söylüyor. Bunun üzerine Canbey Müçübey'i o takıma gönderip, oradan Erkan Bey'i alıyor...

Arkasından, Müçübey Canbey'e yaklaşıp soruyor; "gollü maç olur mu?"

"Olmaz," diyor Canbey, "bizim takım az yer, az atar"...

Maçın özeti diyebiliriz: Maç karşılıklı ve çok hızlı iki golle başlıyor ama sonrasında taşlar yerine oturuyor. Canbey'in takımı iyi savunma kötü hücum anlayışından vazgeçmiyor. Değil topu hücum oyuncularına aktarmak, defanstan, hatta kaleciden dahi çıkarmakta sıkıntı çekiyorlar. Erkan Bey malum, bir Maradona değil, ama Ozan Bey olsun, Osman Bey olsun, daha önde Canbey olsun, top kullanma becerileri sıfıra yakın.

Buna karşılık savunmada çok maharetli bu takım. İslam Çupi vaktiyle yazmıştır, "Canbey'in takımının savunmasının arasına girdiğinizde asit kuyusuna düşmüş gibi olursunuz."

En iyi savunma hücumdur düsturuna hiç inanmam, en iyi hücum savunmadır, benim tercihim. Canbey'in takımı savunma becerisinin getirdiği kontratak fırsatlarında, kazma olsa atacağı gollerle skoru yavaş yavaş tesis ediyor... Ve tabii rakip takımda sinirler bozuldukça bozuluyor. Önce Müçübey, ardından Cembey, sonra da beklendiği gibi Hasanbey oyundan düşüyor.

Böylece senaryo tam olarak Canbey'in istediği şekle bürünüyor, rakip takım oyunu bırakıp iç savaşa başlıyor ve son dakikalarda Hüsnübey'in tarihe geçecek terk-i saha hamlesiyle, başlar eğik ayrılıyorlar sahadan.

Ezcümle, Canbey'in takımını beğendim. Yıldız oyunculardan kurulu rakip takım ise, büyük hayal kırıklığıydı. Rakip takımın savunmasını açamayınca, dağıldılar.

Hiç yorum yok: